Vatan Partisi’nin şefi Doğu Perinçek, 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen şaibeli askeri darbe girişiminin ardından dinci-faşist ittifakın dalkavukluğu rütbesini almıştı. Her ikisi ABD emperyalizminin imalatı olan AKP-MHP ikilisine “anti-emperyalist” yaftası asarak pazarlamaya başlamıştı. Tayyip Erdoğan’la Devlet Bahçeli’nin Perinçek’in onlara anti-emperyalistlik yaftası asmasını nasıl karşıladıkları bilinmez, ama bir dalkavuk olarak onu kullanışlı buldukları kesin.
Saray’ın siyaset çöplüğünde bir mevki kazanan Perinçek, uzun süre yandaş medyanın ekranlarında boy gösterdi. Saray beslemesi medyanın şefleri, ‘derin analizleri’ni pazarlamak için Perinçek’e bir kürsü bahşettiler. Bunun karşılığında ırkçılık ve Kürt halkına düşmanlıkta MHP’nin şefini bile gölgede bırakan tutumlar almaya başladı. Beslemelerle aynı ekranlarda boy göstermek Saray’a dalkavukluk yapan Perinçek’e farklı bir hava vermişti. Ne de olsa dinci-faşist bir rejimde bu kadar ‘kıymetli’ olmak her siyasetçiye nasip olmazdı.
Artık “Gazi Meclis”e girmek, düzenin siyaset bataklığında kulaç atan Perinçek’in hayallerini süslüyordu. Sanki beklenen gün de gelmiş gibiydi. AKP şefinin “kullan at” siyaseti izlediğini iyi bilen Perinçek, kendisine bu konuda ayrıcalık tanınacağını var sayıyordu. Nitekim seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılacağı kesinleşince Cumhur İttifakı’na katılmak için Saray’ın kapılarını arşınlamaya başladı. O da biliyordu başka şekilde “Gazi Meclis”e girme şerefine nail olamayacağını. Zira her seçimden önce Cumhurbaşkanı seçileceğini iddia etse de %0,3’ten fazla oy alamıyor. Bu defa ise aday olmak için 100 bin imza toplaması gerekiyordu, oysa 20 bin imza bile toplayamadı.
Göründüğü kadarıyla Perinçek, son ana kadar Tayyip Erdoğan’ın yeşil ışık yakmasını bekledi. Satırla sokakta insan doğrayan Hizbullah artığı Hüda-Par’la aynı bayrak altında bir araya gelmeye de razıydı. Yeter ki, “Gazi Meclis”in kapıları önünde açılsın. Ne çare ki, yıllardır dalkavukluk yaptığı AKP şefinin tutumu değişmedi.
“Kullan at” siyasetinden hissesini alıp çöplüğü boylayan Perinçek, çıtayı birden yükseltti. Yedi yıldan beri “benim çizgime geldiler” diyerek hizmet ettiği AKP-MHP ittifakının “milli” değil “mafya” rejimi olduğunu keşfetti. Saray’ın çöplüğünden çıkıp ortalıkta dolanmaya başlayan Perinçek, 23 Nisan vesilesiyle bir nutuk atarak, şunları söyledi: “Mevcut rejim demokrasi değil, mafyokrasidir. ABD işbirlikçisi mafya, sistemin siyasal partilerinin tepelerini ele geçirmiş bulunuyor…”
Buna göre Perinçek, yedi yıldan beri ABD işbirlikçisi mafyokrasiye dalkavukluk yapmış. Zira ne AKP’nin ne MHP’nin tepeleri bu sürede değişmedi. Bu noktada önemli bir soru ortaya çıkıyor: Kendi çizgisine kazandığı Tayyip Erdoğan’la Devlet Bahçeli ABD işbirlikçisi mafya olduklarına göre, Perinçek neyin nesidir?
Düzenin siyaset sahnesinde kepazeliklerden geçilmez. Buna karşın “en kabadayı” sermaye siyasetçisi bile bu konuda Perinçek’in eline su bile dökemez…