Kürkçüler Hapishanesi'nde Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı İbrahim Karakaş hak ihlallerini arttıran keyfi davranışların sergilenmesi ve taleplerinin kabul edilmemesinden dolayı açlık grevi başlattı.
6 Kasım 2020'den beri Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı İbrahim Karakaş, maruz kaldıkları hak ihlallerini Mezopotamya Ajansı’na (MA) gönderdiği mektupla anlattı. Karakaş, cezaevlerinde tecridin ve baskının gittikçe yoğunlaşmasıyla beraber, keyfiyetçiliğin sürdüğünü belirterek şunları dedi:
“Sorunlarımızın çözümü ve var olan bu hukuksuz ve keyfi yaklaşımların hukuki yollarla ve diyalog ile çözümü noktasında tüm imkanlarımızı kullanıyor fakat karşılığında Kürt ve siyasi kimliğimizden dolayı tamamıyla düşmanca yaklaşımlarla karşı karşıya kalıyoruz”
Birçok kez Adalet Bakanlığı’na ve Ceza Tevkif Evleri Müdürlüğü, infaz hakimlikleri, başsavcılık, cezaevi müdürü ve savcısına taleplerini ilettiklerini ancak bir sonucun alınmadığı vurgulayan Karakaş, taleplerinin karşılanmamasından dolayı 14 Temmuz itibariyle 5 günlük süreli-dönüşümlü açlık grevi eylemine başladıklarını aktardı. Karakaş mektubunda şunları vurguladı:
“Halen bu eylemimizi sürdürmekteyiz. Ne yazık ki bu eylemden önce de, sonrada hiçbir sorunumuz çözülmemiş ve bu sorunlar daha da artarak devam etmektedir. Şöyle ki; yaklaşık 1 yıldır cezaevi ve jandarma personelinin insan onurunu ayaklar altına alan ve tamamıyla vücut bütünlüğüne saldırı niteliği taşıyan ‘ağız içi arama’ adı altında yapılmak istenen bu onursuz uygulamayı kabul etmediğimiz için en doğal anayasal hakkımız olan tedaviye erişim hakkımız fiilen ortadan kaldırılmıştır. Devletin can güvenliğimizi koruma yükümlülüğünü zamana yayarak öldürme politikasına dönüştürmüştür.”
Karakaş açlık grevine girme nedenleri olan hak ihlallerini şöyle sıraladı:
*Tedavi hakkı engeli
*Çıplak arama dayatması
*İdarenin keyfi davranışları
*Tel kafes cezaevi
*İzinler idarenin keyfine kaldı
Karakaş, hak ihlallerini sıralamaya devam ederken avukat görüşüne ve aile görüşlerine askeri yürüyüş şeklinde götürülmeye çalışıldıklarını belirterek, yaşanan hukuksuzluklara karşı itirazda bulunduklarını ve bundan dolayı disiplin cezaları aldıklarını aktardı. Karakaş, açlık grevine başlamalarından sonra cezaevi idaresinin kendilerine meyve suyu, şeker, tuz, hazır su, limon takviyeler yapmadığını sözlerine ekledi.
Karakaş, şunları aktardı:
“‘Ağız içi araması’ onursuzluğunu kabul etmediğimiz için mahkemeye götürülmediğimiz ve savunma hakkımız elimizden alındığı yetmiyormuş gibi disiplin soruşturmalarına ilişkin ‘Anadilde savunma yapma’ gibi anayasal hakkımız olan bu talebimiz, cezaevi idaresi tarafından kabul edilmeyip savunma alınmadan disiplin cezaları veriliyor. İnfaz hakimliğine yaptığımız başvuruda tercüman ücretinin tarafımızca karşılanması kabul edilirse, anadilde savunma talebimiz reddedilip, savunma alınmadan disiplin cezaları onaylanıyor. Birçok düşmanca yaklaşım, dil tahammülsüzlüğüyle kendini gösteriyor.
Ziyaretimize gelen kişilere yapılan aramada, teknik olasılıklardan kaynaklı gecikme yaşandığı zaman görüş hakkımız kısılıyor ve bir mağduriyet yaşıyoruz. Tüm haklardan ve cezaevi koşullarından tamamıyla Kürt ve siyasi kimliğimizden dolayı ‘ayrımcılıkla’ karşılanmaktayız. Bizlere uygulanan bu benzeri birçok keyfi uygulama diğer hükümlü ve tutuklulara uygulanmıyor.
Ben hem bir tutsak gazeteci, hem de siyasi kimliğimden kaynaklı tüm arkadaşlarımla bu yöntemlere maruz kalmaktayım. Bu dayatmalara karşı hep birlikte direnmeyle aşacağımızın da inancındayız. Bu vesileyle sizler aracılığıyla tüm ilgili hukuk mercilerine, insan hakları ve hukuk savunucularına, siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine bu tür uygulamaların yaşandığını ve cezaevinde yerinde incelemek üzere heyet oluşturulup, cezaevlerini ziyaret etmelerini istiyoruz. Ve bunlardan kaynaklı hukuki desteğin sağlanmasını istiyoruz. Mücadelecisi olmaya, dayanışma içerisinde bulunmaya davet ediyoruz.”