Her doğa olayının felakete dönüşmesinin son örneği ülke çapında ve özel olarak da İstanbul’da yaşanan yoğun kar yağışı oldu. Günler öncesinden yapılan uyarılara rağmen önlem alınmaması nedeniyle kar yağışının sonuçları da halka fatura edildi. Kapanan yollar ve ulaşımdaki aksama işçi emekçiler başta olmak üzere binlerce kişiyi mağdur etti.
Kapitalistler ise kar yağışını fırsata çevirdiler, hava koşullarını bahane ederek işçileri fabrikalara kapattılar, ek mesai dayatmalarını hayata geçirdiler vs... İktidarın dolaysız olarak koruduğu kimi kapitalistler ise bu gibi “fırsatçılıklara” gerek dahi duymadan kârlarını korudu. Örneğin “5’li çete”, AKP-MHP iktidarının sunduğu yolcu/araç garantili ödemeler dolayısıyla karda da kâr etmeye devam ettiler. Oysaki “kamu-özel işbirliği” ile ihya edilen bu müteahhit takımının inşa ettiği, Erdoğan’ın da “asrın projeleri” diye reklamını yaptığı yol, havalimanı, köprü projelerinin fiyasko olduğu kar yağışıyla da açığa çıktı.
Harcında inşaat işçilerinin kanı olan İstanbul Havalimanı uçuş hizmeti veremediği gibi havalimanı çalışanları ve yolcular 2 gün mahsur kaldı. Trilyonluk yollar Kuzey Marmara Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü ulaşıma kapandı. Yolda kalanlar saatlerce yardım bekledi. 5’li çete (Cengiz-MAPA- Limak- Kolin-Kalyon) veremediği hizmetle ilgili hiçbir sorumluluk almazken, kamusal yaptırım da uygulanmadı. Tek bir aracın dahi geçmediği kapanma dönemlerinde bile emekçinin cebinden alınan paralarla kur garantili ödemeler yapılmaya devam etti.
Şirketler suç işledi
KÖİ Projeleri ile yakından ilgilenen Başkent Üniversitesi İktisat Programı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Uğur Emek’in Cumhuriyet’ten Jale Özgentürk’e verdiği bilgilere göre İstanbul Havalimanı’nı ve Kuzey Marmara Otoyolu’nu yapan şirketler suç işledi. İşletme sorumluluğunun özel şirketlere ait olduğu yol, havalimanı, köprü vs’nin hizmet veremediği koşullarda yarattığı mağduriyeti gidermesi gerektiğini belirten Emek “Şirketlerin Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Karayolları Genel Müdürlüğü aracılığı ile vatandaşa tazminat ödenmesi gerekir” dedi. Emek şu şekilde devam etti:
“Kuzey Marmara Otoyolu’nu her şartta 7/24 kullanıcıların hizmetine amade tutmak zorundasınız. Normal günlerde başarı diyorsun, ödülünü alıyorsun. Yeterli sayıda araç geçmeyince garanti ödemesi alıyorsun. Hizmet sunmadığında da cezayı ödemek zorundasın.
İnsanlar, Kuzey Marmara Otoyolu’na girdi, geçiş ücreti ödedi, benzini boşuna gitti, üşüdü, aç kaldı. Yolda kalan kamyonlar ve TIR’lar nedeniyle tedarik zincirleri çöktü. Karayolları bana danışmadan benim adıma o şirketle sözleşme imzalıyorsa hizmet alamadığım dönem için de bana cezayı ödemek durumunda.”
Sermaye iktidarı, kar yağışı karşısında bile kullanılamaz hale gelen yolların paralarını emekçinin cebinden alırken, şirketleri de korumaya devam etti. Bu soygun düzeninden hesap sormadıkça da AKP-MHP rejiminin dümeninde bulunduğu sermaye iktidarı, kamu kaynaklarını yağmalamayı sürdürecektir.