17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası dolayısıyla İzmir’de açıklama yapıldı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi’nin yaptığı eylem, Konak eski Sümerbank önünde gerçekleştirildi, sonrasında denize kayıplar için denize karanfil bırakıldı.
Saat 18.00’de başlayan eylemde İHD yönetim kurulundan Ali Aydın basın açıklamasını okudu.
Açıklamaya “Herkes kişi özgürlüğü ve kişi güvenliği hakkına sahiptir. Hiç kimse keyfi olarak gözaltına alınamaz veya tutulamaz.” zorla kaçırmayı şöyle anlattı:
“Birileri gelir. Şehir, köy ya da herhangi bir yer; evlere zorla girer. Gece, gündüz, herhangi bir zamanda. Genellikle sivil, bazen üniformalı, ama her zaman silahlı olarak. Hiçbir açıklama yapmaz, tutuklama emri göstermez, çoğunlukla kim oldukları ya da hangi kurum adına hareket ettiklerini söylemezler. Bir ya da birden fazla aile üyesini gerekirse zor kullanarak arabaya doğru sürüklerler. Bu uluslararası bir suç ve ağır bir insan hakkı ihlali olan zorla kaybetme dramının sıklıkla karşılaşılan ilk sahnesidir.”
İHD’nin ve kayıp yakınlarının 1995 yılından beri her yıl 17-31 Mayıs arası günleri kayıplar haftası olarak andığı ve etkinlikler örgütlediği belirtilen açıklamada, “Eşlerini, oğullarını, kızlarını, babalarını, akrabalarını gözaltında kaybeden insanlar ve onların destekçileri; eşlerinin, çocuklarının, babalarının bulunması, akıbetlerinin sorulması için devlet yetkililerine ve kamuoyuna duyurmak amacıyla 27 Mayıs 1995 yılında İstanbul Taksim İstiklal Caddesi Galatasaray Lisesi önünde kayıplar için oturma eylemleri başlatmıştır” denilerek gözaltında kayıplar için Türkiye’de verilen mücadeleye değinildi. Cumartesi Anneleri’nin ve kayıp yakınlarının “çocuklarımızın kemiklerini ve mezarını isteriz” diyerek 25 yıldır süren mücadelenin 800. haftaya dayandığına işaret edildi.
2. Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında faşist Naziler yönetimindeki zorla kaybetmelere değinilen açıklamada, “Nazi Almanya’sı 7 Aralık 1941 tarihinde ‘Gece ve Sis Kararnamesi’ adı altında bir kararname yayımlamıştır. Kararname ‘Komünist unsurlar ve diğer Alman karşıtı çevrelerin Reich’e karşı saldırılarını arttırdığı, bu suçların yoğunluğu ve yarattığı tehlikeler nedeniyle sert önlemler alınması gerektiği’ gerekçesine dayandırılmıştır” hatırlatması yapıldı.
Öne sürülen bu gerekçe ve benzeri bahanelerle gözaltında kaybetmelerin sürdüğüne dikkat çekilen açıklama, dünyanın dört bir yanında örneklere atıfla devam etti. Türkiye’de Hafıza Merkezi derneğinin kayıtlarına göre 1352 zorla kaybedilme olayı yaşandığına değinilen açıklamada, kayıplar için davaların, nakil, zaman aşımı gerekçeleriyle veya açılan beraat ile sonuçlandırıldığına dikkat çekildi. Devletin gözaltında kayıpların faillerine yönelik cezasızlık politikası uyguladığı ifade edildi ve AİHM’e yapılan başvurularda devletin mahkum edildiği hatırlatıldı.
Açıklama, Türkiye’nin imza atmadığı “Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmesi”ne imza atılması ve kayıpların sorumlularının yargılanması çağrısıyla sona erdi. Denize karanfiller bırakılarak eylem bitirildi.
Kızıl Bayrak / İzmir