İzmir Barosu'ndan İbrahim Gökçek açıklaması

İzmir Barosu yaptığı yazılı açıklama ile İbrahim Gökçek'in cenazesinde "Yaşanan olayların hukukla, ahlakla, vicdanla açıklanması mümkün değildir." dedi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 10 Mayıs 2020
  • 17:19

Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek, “konser yasaklarının kaldırılması, arama listelerinin kaldırılması ve adil yargılanma” talepleri ile başladığı ölüm orucuna 323. gününde ara vermiş, kaldırıldığı hastanede bir gün sonra yaşamını yitirmişti.

Gökçek’in cenazesini memleketi Kayseri’ye göndermek için Gazi Cemevi’nde gerçekleştirilmek istenen törene ise sermaye devleti azgınca saldırmıştı. Polisler cemevini basarak talan etmiş, aralarında İbrahim Gökçek’in avukatlarının da olduğu 41 kişiyi işkence yaparak gözaltına almıştı. Gökçek’in cenazesi ailesinden dahi kaçırılarak Kayseri’ye götürülmüş, büyük bir polis ablukası altında defnedilmişti.

Cenazeden gözaltına alınanların 26’sı Gazi Karakolu’ndan para cezası ile serbest bırakılırken, avukatlar dahil 17 kişi dört günlük gözaltı kararı ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Gözaltındakilere ciddi biçimde işkence uygulandığı belirtilirken, yaşananlara bir tepki de İzmir Barosu’ndan geldi.

İzmir Barosu yaptığı yazılı açıklama ile şunları ifade etti:

Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek "Konser yasaklarının kaldırılması için” başlattığı ölüm orucunu konser başvurusunun kabul edilmesi yönünde görüşmelerin başlaması üzerine sonlandırmış, ancak perşembe günü maalesef hayatını kaybetmişti. Dün İbrahim Gökçek’in cenazesi için Cemevinde düzenlenen törene gaz bombaları ile saldıran polis cenazeyi kaçırmış, ailenin avukatları olarak orada bulunan meslektaşlarımız Av. Didem Baydar Ünsal, Av. Seda Şaraldı ve Stj. Av. Doğa İncesu gözaltına alınarak, haklarında 4 günlük gözaltı kararı verilmiştir. Naaşın defnedilmek için götürüldüğü Kayseri’de bir grup tarafından "naaşın buraya defnedilemeyeceği, defnedilmesi halinde çıkartılıp yakılacağı" beyan edilmiştir. Kolluk kuvvetleri ise bu gruba hiçbir müdahalede bulunmayıp defin işlemine katılan yurttaşlara müdahaleyi seçmiştir. Yaşanan olayların hukukla, ahlakla, vicdanla açıklanması mümkün değildir.Tüm insani değerlerden yoksun bu uygulamayı tarihin not ettiği unutulmamalı,  meslektaşlarımıza yönelik haksız gözaltı işlemine derhal son verilmelidir.”

17 kişi hala savcılık kararı ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutuluyor.