ÇHD ve Grup Yorum davaları da dahil olmak üzere, 43 kişiyle ilgili verdiği ifadeleri birçok davada delil olarak kullanılan İ.İ., ifade tutanağını korku ve baskıyla imzaladığını, sözlerinin çarpıtıldığını, ifadenin doğru olmadığını söyledi.
“İfade vermezsen seni tutuklarız” diye tehdit edildiğini söyleyen itirafçı, ÇHD davası ve Grup Yorum davasında yargılananlarla ilgili verdiği ifadelerin baskı altında imzalatıldığını anlattı ve ifadesini geri çekmek istediğini belirtti. Bianet'ten Ayça Söylemez’in haberine göre İ.İ. adlı kişi, 2017 yılında 20 sayfadan oluşan bir ifade vermiş ve kendisine gösterilen 43 kişiyi teşhis etmişti. Bu ifadeler birçok kişinin örgüt üyesi olarak yargılandığı ve ceza aldığı davalarda delil olarak kullanıldı.
Bu davaların arasında, hayatını kaybeden Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in yargılandığı dava da var.
Yurtdışına çıkmasının ardından, sanık avukatlarına mektup gönderen İ.İ. poliste işkence altında ifade verdiğini, ifadesini polisin yönlendirmesiyle verdiğini söyledi ve ifadesinin dosyadan geri çekilmesini talep etti.
İbrahim Gökçek’le ilgili de ifade vermişti
Ölüm orucunu 323. gününde sonlandırmasından iki gün sonra hayatını kaybeden Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in de aralarında bulunduğu yedi kişi hakkındaki iddianamede de İ.İ.’nin ifadesi delil olarak yer alıyordu. Gökçek, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde "örgüt kurmak ve yönetmek" suçlamasından ağırlaştırılmış müebbete varan hapisle yargılanıyordu.
İ.İ. İbrahim Gökçek’le ilgili polisteki ifadesinde “sadece Gökçek’in bağlama çaldığını söylediğini, İdil Kültür Merkezinde bir kozmik oda olmadığını ancak ifadelerinin çarpıtıldığını” yazdı:
“…İbrahim Gökçek kim diye sordular mesela, ben de Grup Yorum’da bağlama çalıyor dedim, bunu da zaten bütün Türkiye biliyor. ‘Kozmik Odaya’ giriyor muydu diye sordular. Ben de orada yani İdil Kültür Merkezinde hiçbir zaman kozmik oda olmadığını ve görmediğimi söyledim.”
“…Ama savunmalarımdan hep algı yaratılmaya çalışıldı. Örneğin, ‘İbrahim Gökçek Grup Yorum’un bağlamacısı. Herkesin giremediği odaya giriyordu’ diye algı yaratmaya çalışmışlar, ifadeyi gördüğümde, çünkü bana artık yazdıklarını göstermiyorlardı, karşılarına oturtmuşlardı. Zaten ifadenin bitmiş halini gördüğümde her dediğimin savunduğumun çarpıtıldığını gördüm. Hatta demediğim bazı şeyler bile eklenmiş…”