İstanbul Adliyesi’nde Adalet Nöbeti

İstanbul Adliyesi’ndeki nöbete Boğaziçili akademisyenler de katıldı ve 104. eylem gerçekleştirildi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 24 Mart 2022
  • 16:00

Çağlayan'da İstanbul Adliyesi'nde gerçekleştirilen Adalet Nöbeti’nin gündemi Boğaziçi Üniversitesi oldu. 104.’sü gerçekleşen nöbete Boğaziçi Üniversitesi’nden çok sayıda akademisyen de katıldı.

İstanbul Adliyesi’nde Themis Heykelinin önünden, alkış protestolarıyla adliye dışına çıkılan eylemde basın açıklamasında Boğaziçi dosyası avukatlarından Av. Seher Eriş, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Erinç Sağkan, Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Kuban Altınel konuşma yaptı.

Altınel şunları dedi:

"Önder bir üniversite olduğumuzun da bilincindeyiz. Fakat önder bir üniversite olmak yalnızca araştırmada eğitimde dünya standartlarını sağlamak değil. Özellikle bir kamu üniversitesi için. Biz ülkemize karşı sorumluluğumuzu da yerine getirmekle yükümlüyüz. Bunu hissediyoruz. Ülke için bir aydınlanma merkezi, bir kamu değeri olan üniversitemizi korumaya ve bu üniversitelerin özerkliği ve özgürlüğü mücadelesine katkı verdiğimizi düşünüyoruz. Bu mücadele bu ülkede uzun yıllardır sürmekte. Üniversitelerin özgürlüğü ve özerkliği için onlarca yıldır, üniversite öğretim görevlileri, akademisyenler, üniversite çalışanları, aileler, çok acılar çekti. Biz de bu mücadelenin devamını getirmeye çalışıyoruz. Her cuma günü Türkiye'de demokratik, özgür üniversitelerimizden vazgeçmediğimizin altını çiziyoruz"

Erinç  Sağkan şunları vurguladı:

 "Adaletten başka kimsesi olmayan, adalete erişimde dezavantajlı olan, haksızlığa hukuksuzluğa uğrayan kim varsa buradaki meslektaşlarım oların sesidir. Ne zaman bu 'Adalet Nöbeti' pankartı buradan kalkarsa o zaman hedeflediğimiz hukuk devleti oluruz. Bu gün de antidemokratik uygulamalara karşı uğraşan çok kıymetli akademisyenlerin ve öğrencilerin yanında olduğumuzu göstermek için burada bulunuyoruz. Yapılanın ne olduğunu biliyoruz. Tükiye'de iyi ne varsa içini boşaltmaya kalkışıyorlar. Tüm yapılanlar akademik özgürlüğün, özerkliğin olmadığı bir ortamda Türkiye'nin marka yüzü olabilmiş, çok kıymetli bir üniversite niteliksiz hale getirilmesi çabasından ibaret. Bunun karşılığında Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, akademisyenlerinin direnişine şahidiz. 'Yaparız, istediğimizi istediğimiz şekilde atarız, yaptık oldu deriz, kimsenin sesi çıkmaz' dediler ama öyle olmayacağını akıl edemediler. Boğaziçi üniversitesinde meşru bir direniş devam ediyor. Biz de onların tam yanı başınayız"