HDP dün düzenlediği toplantıyla, 2016 yılının Eylül ayından bu yana AKP iktidarı eliyle Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) kazandığı belediyelere atanan kayyımların icraatlarına ilişkin hazırladığı raporu paylaştı.
Diyarbakır’daki toplantıda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, OHAL ile birlikte artan saldırıların en fazla Kürt halkını hedef aldığını söyleyerek Erdoğan’ın “HDP teröristti” minvalindeki konuşmalarını teşhir etti.
Kayyımların belediyelere ait mülkleri satmaya başladığını belirten Temelli, Silopi ve Van’daki taşınmazların değerinin çok altında yandaşlara peşkeş çekildiğini aktardı. Ayrıca kayyımların binlerce insanı işlerinden attığını belirtti.
DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan ise “Bugün aslında kayyım sadece Kürdistan’da değil, kayyımlar Türkiye’nin kendisini yönetiyor. Meclis feshedilmiş, Türkiye kiminle yönetiliyor?” dedi.
Raporda özetle şu veriler yer aldı:
* 11 Eylül 2016 tarihinde başlayan kayyum atamaları, 3 büyükşehir belediyesi olmak üzere, 10 il, 63 ilçe ve 22 belde ile DBP’li toplam 95 belediyede gerçekleşmiştir. Bu süreçte pek çok belediye başkanımız tutuklanmış ve 1 yıl ile 18 yıl arasında değişen cezalara çarptırılmıştır. Şu anda 40 belediye eşbaşkanımız hâlâ tutuklu ya da hükümlü olarak cezaevlerinde bulunmaktadır.
* Kayyum rejimi boyunca temsiliyet gaspı ve otoriterlik, belediyelerin bütün mekanizmalarında ortaya çıkmıştır. Meclisler toplanmamış, belediye kayyumların atadığı meclis üyeleri ile yönetilmiştir.
* Kayyum Rejimi ile birlikte tüm sosyal politikalarımıza adeta savaş açılmıştır. Gıda bankaları, psikolojik danışma merkezleri kreşler ve çocuk oyun salonları, yaşlı bakım merkezleri, meslek edindirme amaçlı kurulan tekstil atölyeleri kapatılmış; spor müdürlüğü bünyesinde açılan tüm kurslar, engelli ve gençlere yönelik yapılan sosyal projeler iptal edilmiştir. Üniversiteye hazırlık kursları kapatılmış, kültür derneklerinin faaliyetleri ve buralara verilen isimler değiştirilmiş, sosyalleşme, çocuklara ve genç nüfusa yönelik politikalar hedef alınmıştır.
* Kayyumların yaptığı ilk iş ise Türkçe ile birlikte kullanılan Kürtçe, Arapça, Süryanice tabelaları indirmek olmuştur. Kürtçe eğitim veren kreşler ve okullar masal kitapları, çocuk oyunları, resimli sözlüklerin olduğu çalışmalar, kurslar ve kütüphaneler gibi kültürel projeler iptal edilmiş, belediyelere ait kütüphanelerdeki binlerce kitap yakılarak imha edilmiştir.
* Kayyumlar Kürtlerin tarihsel, kültürel değer isimlerini taşıyan park, mahalle ve sokaklar ile kültür merkezlerinin de ismini değiştirmiştir.
* Kayyum atamalarıyla birlikte yerel yönetimlerimizde oluşturulmaya çalışılan kadın sistemi ilk hedef haline getirilmiştir. Belediyelerin 1999 yılından bugüne gerçekleştirdiği kadın çalışmaları ve kurdukları kurumlar tasfiye edilmeye başlanmıştır.
* AKP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan kayyum kent halkının kaynağını kişisel konforu için kullanmıştır. Sadece makam odasının mobilyası alımı için 750.000 TL’yi harcamıştır. 350 bin TL’ye çelik kapı ve kurşungeçirmez cam, korumalar için 250 bin TL’ye kiralık pikap harcaması gerçekleştirilmiştir.
* Mardin genelinde kayyumların atandığı tarihten günümüze ihaleler yoluyla yapılan toplam harcama miktarı 800 milyon TL civarındadır. Pazarlık usulüyle yapılan harcamanın toplam içindeki payı ise %75 civarındadır. Bu, 600 milyon TL’nin açık ihaleye çıkmadan yandaşlara peşkeş çekildiği anlamına gelmektedir.
* Kayyumlar belediyeleri hem borç batağına saplamışlar hem de ihalelerin ödemelerini kaybedeceklerini bildikleri için 31 Mart seçimleri sonrasına bırakmışlardır. Yani belediyeleri çökertmek ve bizi bu firmalarla baş başa bırakmak için yerel seçimler sonrasına bırakmışlardır.