İnsan Hakları Derneği (İHD), 2020 Yılı hapishanelerde hak ihlalleri raporunu İHD Genel Merkezi’nde yapılan basın toplantısında açıkladı.
Raporu açıklayan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, 2020 yılında mahpuslardan 266 mektup geldiğini ve 54 ayrı başvuru aldıklarınıdile getirerek, yıl boyunca toplam bin 182 mahpusun hak ihlal başvuruları aldıklarını belirtti.
Hapishanelerdeki yoğunluğu, Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü’nün verileriyle aktaran Türkdoğan hapishanelerdeki mahpus sayısının artışına dikkat çekti.
Covid-19 vakaları konusunda hapishanelerden net bilgi yok
Covid-19 salgını konusunda hapishanelerden net bilgi alamadıklarını vurgulayan Türdoğan “Adalet Bakanlığı’nın 2020 Kasım ayı içerisinde açıkladığı verilere göre 368 ceza infaz kurumunun 117’sinde pozitif vakaya rastlanmış ve toplam 120 mahpusun testi pozitif çıkmıştır. Buna karşın derneğimize 20 farklı hapishaneden yapılan başvurularda 489 mahpusun Covid-19’a yakalandığı iddia edilmiştir. Üç hapishaneden yapılan başvuruda ise hapishane içerisinde pozitif vakalara rastlandığı iddia edilmiş fakat herhangi bir sayı belirtilmemiştir. Bununla birlikte, Kovid-19 belirtileri gösteren mahpusların muayene ve tedavi taleplerinin karşılanmadığına ya da geç cevap verildiğine ilişkin çok sayıda başvuru bulunuyor” dedi.
İnfaz yasasında değişiklik hak ihlalline dönüştürüldü
Hapishanelerde mahpusların temel haklarının sürekli ihlal edildiğini belirten Türkdoğan infaz değişikliği yasasına ilişkin şunları söyledi:
“İnfaz teklifi, yalnızca hükümlülerle ilgili durumu düzenlemektedir. Tutuklularla ilgili herhangi bir düzenleme getirmemiştir. Avrupa Konseyi istatistiklerine göre Türkiye, çıkardığı af ile cezaevi nüfusunun yüzde 35'ini, yani 102 bin 944 tutukluyu serbest bıraktı. Ancak bu sayıya Covid-19 tedbirleri kapsamında cezasının infazı durdurulan yaklaşık 50 bin mahpus da dahildir.”
Hasta mahpuslar ölüme terk ediliyor
Hapishanelerde hasta mahpusların ölüme terkedildiğini vurgulayan Türkdoğan “Derneğimizin Merkezi Hapishane Komisyonu’nun çalışmaları sonucu hazırlanan ‘Ağır Hasta ve Hasta Mahpus Listesi’ güncellenmiştir. Buna göre derneğimize ulaşabilen ve tespit edebildiğimiz kadarı ile Türkiye hapishanelerinde halen 604’ü ağır hasta olmak üzere toplam 1605 hasta mahpus bulunmaktadır. Bu sayının çok daha yüksek olduğunu özellikle belirtmek isteriz” dedi.
Türkdoğan, Sağlık hakkı açısından hapishanelerde yaşanan temel sağlık sorunları şöyle sıraladı:
“* Aşırı kalabalık koğuşlar
* Revire geç çıkarılma, revirlerden polikliniklere ve polikliniklerden 3. basamak sağlık hizmetlerine sevk işlemlerinde aylarca sıra beklenmesi
* Yoğunluğu kaldıracak nitelik ve kapasitede sağlık hizmeti koşullarının olmaması
* Revirlerde her zaman doktor olmaması
* Bazı hapishanelerde güvenlik görevlilerinin kelepçeleri açmadığı ve hekimlerin de açılmasını talep etmemesi
* Hastane sevklerinin ya geç yapılması ya da hiç yapılamaması
* Sevklerde arama baskısı ve (özellikle astım hastalarını kötü etkileyen) tek hücreli ring araçlarıyla sevk zorlaması
* Ağır hasta mahpusların, hastalıklarının son dönemlerine gelmelerine rağmen tahliye edilmemesi
* Gerek hapishane revirlerinde gerek hastanelerde, hasta mahpusların gerçekten tedavi edilmeyip (ağrı kesici gibi) geçici/belirtileri önleyici ilaçlarla baştan savılması.
* Yetersiz iaşe bedelleri
* Isıtılmayan ve havalandırılmayan koğuşlar
* Mahpusların gün ışığından yeterince faydalandırılmaması
* Diyet yemeklerinin verilmemesi
* Temiz suya erişim sorunları.”
Hapishanelerde hak ihlalleri sürekli var
Hapishanelerde 2020'de açlık grevi ve ölüm orucuna değinen Türkdoğan konuşmasında “Daha önceki açlık grevi süreçlerinde de tıbbi olarak yapılacaklar ceza infaz kurumlarına iletilmiş olup bu prosedürlere uyulması sağlanmalıdır. Hapishanelerde süresiz ve dönüşümlü açlık grevi yapan mahpusların sağlıklarının tehlikeye girmemesi için ilgili kurumları hak ihlallerinin sonlandırılması ve tecridin kaldırılması için bir an önce adım atılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Çocuk hapishaneleri üzerine verileri aktaran Türkdoğan çocuk hapishanelerinin kapatılmasını istedi.
Hapishanelerde artan intihar olaylarına dikkat çeken Türkdoğan hapishanelerdeki hak ihlallerini şöyle ifade etti:
“Mahpuslar şiddet, hakaret ve kötü muameleye ve hak ihlallerine maruz kalmakta, hasta olanların tedavileri aksatılmakta, iletişim ve bilgi edinme hakları engellenmektedir. Hapishanelerde sürekli ve yoğun bir biçimde yaşanan hak ihlalleri, mahpusların yaşamına ilişkin hemen her şeyin (haberleşme yasakları, hastane sevkleri, sohbet/spor haklarının kısıtlanması, temiz içme suyu ve sağlıklı/yeterli yemek verilmemesi gibi) işkence ve baskı aracı olarak kullanılması nedeniyle ‘işkenceye maruz kalan mahpusların’ net bir sayısını vermenin olanağı bulunmuyor. Ancak, Türkiye’deki tutuklu ve hükümlü sayısı kadar ‘işkence gören’ mahpus bulunduğu söylenebilir.”
Türkdoğan devamında çıplak aramaya ilişkin TİHV'e 241 başvurunun olduğunu belirterek, tecrit, adil yargılama konularına değinerek “Türkiye’de yaşanan bu adalet krizinin çözümü ancak ve ancak ceza mevzuatında yapılacak köklü değişikliklerle mümkündür. Bu değişikliklerin de Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler, Avrupa 43 İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları ve içtihadı, evrensel insan hakları değerleri ile uyumlu olacak bir biçimde yapılması zorunludur” dedi.