"Güzel günler göreceğiz çocuklar, inanın..."

Çocukların, başta yaşam hakkı olmak üzere tüm insani haklarının gerçek anlamda korunduğu bir dünya, ancak işçi sınıfının öncülüğünde gerçekleştirilecek devrimin sonucunda toplumsal sistemin değişmesiyle mümkündür.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 20 Kasım 2021
  • 08:00

Bugün 20 Kasım Çocuk Hakları Günü. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 20 Kasım 1989 tarihinde hazırladığı ve üye ülkelere sunduğu Çocuk Hakları'na dair Sözleşme, 193 ülke tarafından onaylanmıştı. “Taraf olan ülke sayısının en yüksek olduğu sözleşme” özelliğine sahip olan bu belgeyi, Türkiye 1990 yılında imzalamış ve 1995 yılında yürürlüğe koymuştur.

Bugün dünya genelinde çocuk istismarının, çocuk yaşta evliliğin, çocuk işçiliğin ve çocuk katliamlarının sayısında yaşanan artış, bu sözleşmenin biçimsel ve yalnızca kağıt üzerinde kaldığının kanıtıdır. Uluslararası birçok rapor; sözleşmede yer alan “Ayrım gözetmeme” (madde 2), “Çocuğun yüksek yararı” (m. 3), “Yaşama ve gelişme hakkı” (m. 6), “Katılım hakkı” (m. 12) olmak üzere dört temel ilkesinin, en çok da bu maddeleri “sözde” onaylayan ülkelerde ihlal edildiğini ortaya koymaktadır.

Doğduğu coğrafyayı ve belli bir sınıfa mensup olan ailesini seçme şansı olmayan her çocuğun, insanca yaşama ve sağlıklı bir şekilde gelişip büyüme hakkı vardır. Ancak yaşadığımız dünya sınırlardan ve sınıflardan oluşmaktadır. Dolayısıyla, her çocuğun sahip olması gereken bu haklar, alt sınıflara mensup çocuklara tanınmamaktadır. Zengin bir ailenin çocuğu ile işçi çocuğu aynı dünyada olmalarına rağmen, çok farklı koşullara sahip ortamlarda büyümektedirler. Örneğin bir Sabancı ailesinin çocuğu iseniz, siz daha doğmadan büyük bir mirasa sahipsinizdir; ancak emperyalist-kapitalist devletlerin çıkarları uğruna yakıp yıktıkları Filistin, Suriye ve Lübnan gibi Ortadoğu ülkelerinden birinde yaşayan işçi bir ailenin çocuğu iseniz, belki de 3. yaşınızı dahi göremeden, tıpkı Suriyeli bebek Aylan Kurdi gibi ölü bedeniniz sahile vurabilir...

Bugün dünyanın dört bir yanında milyonlarca çocuk istismara uğruyor, çocuk yaşta zorla evlendiriliyor, çalışmak zorunda kalıyor ya da katlediliyor. Yapılan birçok araştırmanın sonucu, bu çarpıcı gerçekliği gözler önüne sermektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 yılında paylaştığı raporda şu bilgiler yer almaktadır:

·         2-17 yaşları arasındaki 1 milyara yakın çocuk 2019 yılında fiziksel, cinsel ya da duygusal şiddete maruz kaldı. (World Vision’ın verilerine göre ise, her yıl dünyada 1 milyar 700 milyon çocuğun istismara uğradığı rapor edilmektedir.)

·         Dünyada 20 yaşın altındaki 10 genç kızdan 1'i cinsel ilişkiye girmeye zorlanıyor. 15 ila 19 yaşlarındaki 15 milyon genç kızın cinsel ilişkiye zorlandığı belirtiliyor. 10 çocuktan 6'sı ebeveynleri tarafından fiziksel olarak cezalandırılıyor. Çocukların yüzde 10'u fiziksel cezalardan legal olarak korunamıyor.

·         Tespit edilen insan kaçakçılığı faaliyetlerinde mağdurların yüzde 28’ini çocuklar oluşturuyor. Dünya genelinde 50 milyona yakın çocuk yaşadığı yerden göç ediyor ya da zorla yerinden ediliyor.

·         Her yıl 15 yaşının altındaki 41 bin çocuk ev içi cinayet sonucu hayatını kaybediyor.

·         Yetişkinlerin dörtte biri çocukken istismara uğradığını bildiriyor. 5 kadından 1'i ve 13 erkekten 1'i çocukken istismara uğradığını açıklıyor.

Diğer yandan Avrupa Polis Teşkilatı'nın (Europol) Genel Müdürü Catherine De Bolle, 2020 Şubat ayında yaptığı açıklamada, salgın döneminde internet üzerinden çocuk istismarının yüksek oranda arttığını, çocuk istismarı vakalarının bazı ülkelerde 3 katına kadar çıktığını ifade etti. Keza Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünya çapında her yıl tahmini 12 milyon kız çocuğu daha 18 yaşına gelmeden evlendiriliyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’ndan (UNFPA) yapılan açıklamada, “Covid-19 nedeniyle aksayan mücadeleler sonucunda 2020 ile 2030 yılları arasında şu anki hesaplamalara ek olarak 13 milyon çocuk yaşta evlilik olabilir” uyarısında bulunuldu.

Bir de Türkiye'ye dair yapılan araştırmaların sonuçları var:

- TÜİK’in 2016 verilerine göre Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı, son 10 yılda yaklaşık 3 kat artarken 250 bin çocuk istismara uğradı.

- İnsan Hakları Derneği’nin 2018 raporuna göre, çocuk istismarında dünyada 3. sırada yer alan Türkiye’de; 2002’den bu yana 440 bin çocuk doğum yaptı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun yayımladığı, "23 Nisan 2021 Çocuk Raporu"nda yer alan veriler de Türkiye'de çocuk haklarının özellikle son yıllarda daha fazla gasp edildiğini gözler önüne sermektedir:

· 2021’in ilk üç ayında 8 çocuk işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti ve en az 6 çocuk öldürüldü.

·  Aynı dönemde en az 41 çocuk istismar edildi.

·  Son 15 ayda ise yaşamını yitiren çocuk işçi sayısı 76 oldu.

· 2020’de en az 265 çocuk istismar edildi ve 26 çocuk erkekler tarafından öldürüldü.

Raporda Türkiye'de bulunan çocuk nüfusuyla ilgili yer alan bilgilere göre:

· Türkiye’de 720 bin çocuk çalışıyor. Bu çocukların yüzde 70,6’sı erkek ve yüzde 29,4’ü kız çocuğu. Çalışan çocukların yüzde 4,4’ü ise 5-11 yaş grubundadır.

·15 Nisan 2020’de yürürlüğe giren ve “infaz yasası” olarak bilinen düzenlemeden 400 çocuk tutuklu ve hükümlünün yararlanabildiği tahmin edilmektedir. İnfaz yasası yürürlüğe girene kadar cezaevlerinde 12-17 yaş arası 3 binin üzerinde çocuk olduğu, yasayla birlikte gelen tahliyeler sonrasında sayının 2 bin 600’e düştüğü tahmininde bulunuldu.

· 2014 - 2017 yılları arasında 7 bin 466’ı erkek, 51 bin 818’i kız, toplam 59 bin 284 çocuk cinsel istismara maruz kaldı.

· 2020’de ise en az 265 çocuk istismar edildi ve 26 çocuk erkekler tarafından öldürüldü.

· 2021 yılının ilk üç ayında en az 6 çocuk öldürüldü ve 41 çocuk istismar edildi.

Çocukların yaşam haklarının gasp edilmesinin yanında, bir de yaşama şansı bulsalar dahi bu kez de eğitim hakkı gibi en temel hakları gasp edilmektedir. Özellikle pandemi döneminde Türkiye'de 6 milyondan fazla çocuk, gerekli teknik ekipman ve donanıma sahip olmadığından ötürü eğitim hakkından mahrum kaldı.

Emperyalist-kapitalist sistem hüküm sürdükçe, biçimsel olarak imzalanan sözleşmeler sadece kağıt üzerinde kalmaya devam edecektir. Çocukların, başta yaşam hakkı olmak üzere tüm insani haklarının gerçek anlamda korunduğu bir dünya, ancak işçi sınıfının öncülüğünde gerçekleştirilecek devrimin sonucunda toplumsal sistemin değişmesiyle mümkündür. Nazım Hikmet'in de şiirinde çocuklara müjdelediği, “motorların maviliklere sürüleceği o güzel günler” yakındır...

P. Sevra