Günler öncesinden gözler Merkez Bankası Para Politikası Kurulu(PPK) kararına çevrilmişti. Acaba faizlerde ne yapacaklar diye heyecan doruktaydı. Hem de herkeste. Sadece konuyu yakından takip etmesi beklenen piyasacılar, bankacılar, iktisat hocaları değil, ortalama vatandaş da gözünü kulağını dünkü karar çevirmişti. Gerçi karardan bir gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan nasıl bir karar çıkacağının işaretini de vermişti, ben faize karşıyım, yüksek faizler inecek demişti. Ama biz faniler hala MB’nin makul davranacağını bekliyorduk. Kurların geldiği seviyeye bakarak, en azından bu defa pas geçerler, bir indirim yap(A)mazlar, diye düşünüyordum. Fakat yine yanıldım. Şu rasyonel bakış açısından bir kurtulsam öngörülerim de daha isabetli olur. Beklediğim olmadı ve MB politika faiz oranında 100 baz puanlık indirim yaparak yüzde 15’e çekti.
Bu karar hakkında iktisadi analiz yapmayacağım. Çünkü alınan kararın dayandığı herhangi bir ekonomik gerekçe bulunmuyor. Bunu sadece ben söylemiyorum. Karar metninde yer alan bazı ifadeler de alınan karar ile kararın hedeflediği sonuçlar arasında bir tutarlılık olmadığını gösteriyor. “Gelişmiş ülke merkez bankaları […] enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir” ya da “arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu etkilerin 2022 yılının ilk yarısı boyunca da etkisini sürdürmesi beklenmektedir” ifadelerinin ardından faizleri indirdim demek açıklanabilir bir durum değildir. Dolayısıyla ekonomik dayanağı olmayan bu kararı ayrıntılı olarak analiz etmek de anlamlı olmayacak. Şimdi buraya, kurlar yükselmeye devam edecek, enflasyon artacak, yoksullaşmamız derinleşecek yazmamın bir anlamı var mı? Faiz indirim kararının etkilerinin bunlar olacağını tahmin etmek için iktisatçı olmaya gerek var mı? Yok! Bu yazının yazıldığı saatlerde dolar yüzde 5’ten fazla değer kazanarak 11,30 lira seviyesinin üzerine çıktı zaten. Hani geçen hafta “alıştığınız” 10 lira seviyesi var ya, o şimdi hayal bile edilemiyor. Şimdi gelsin zamlar. Merkez Bankası, zamlar gelirken enflasyonun nasıl düşeceğini de bir zahmet açıklasa iyi olur. Ne diyeceklerini tahmin ediyorum: Biz fiyat artışlarını içermeyen başka bir endekse bakıyoruz, orada bir artış görmüyoruz.
Karardan hemen önce bir tivitte “Ortalama vatandaş bile acaba MB ne yapacak diye merakla bekliyorsa, o ülkede işler rayından çıkmış demektir” yazmıştım. Bir takipçimin verdiği yanıtı buraya alıntılıyorum: 14 yaşındaki kızım harçlıklarını, kumbarasını getirdi. Dolar düşerse alalım baba diye. Aklının derste olması gereken çocuk. Neşeler, hayaller, umutlar, gelecek topyekün çalındı, çalınmaya da devam ediyor maalesef.
Ülkenin içine düşürüldüğü durumu çok net, açık ve acı bir biçimde ifade eden bir yanıt. Çocukların çocukluğunu yaşamasına izin vermeyen, onların neşelerini, hayallerini, umutlarını yok eden bir ekonomik düzen içinde yaşıyoruz. Eğer 14 yaşındaki bir çocuk, sahip olduğu harçlıklar ile dolar almayı düşünmek zorunda kalıyorsa, o ülkede çocuklar çocukluklarını yaşayamıyorlar demektir. Biz büyükler aldığınız kararların sonucundan olumsuz etkileniyoruz, artan zorluklarla mücadele etmeye devam ediyoruz. Ama farkında mısınız bilmiyorum ama aldığınız kararlar, yarattığınız ekonomik koşullar çocukları bile doğrudan etkiliyor.
Bırakın çocuklar harçlıklarıyla dolar almayı değil, oyuncak almayı hayal edebilsinler ve çocukluklarını yaşasınlar.
Çocukların hayal kurmasını bile imkânsız kılan bu düzen değişmeli.
BirGün / 19.11.21