Diyarbakır
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, 680'inci hafta eylemini Koşuyolu Parkı'nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, 6 Mayıs 1994'te Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Gomag (Ağıllı) köyünde faili meçhul cinayetle katledilen Hamet Barut için adalet istendi.
Eylemde ilk söz alan İHD Bölge Temsilcisi Mehmet Tahir Saçaklıdır, geçtiğimiz hafta derneğe yapılan polis baskınına dikkate çekerek, derneğin Eş Genel Başkanları Eren Keskin ve Öztürk Türkdoğan hakkında devam eden yargılamalara değindi.
Ardından söz alan KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik ise, 90'lı yıllarda faili meçhul cinayetler gerçekleştirenlerin yargılanması yönündeki taleplerin karşılanmadığını belirterek, "90'dan bu yana kayıplarını arayan annelerimiz, babalarımızı ve kardeşlerimizi yitirdik. Ancak onlardan aldığımız bu bayrağı ve bu mirası yürüteceğiz” dedi.
İHD şube yönetiminden Derya Yıldırım, Hamet Barut’un katledilişini anlatırken, Kulp Alaca Katliamı yargılamasıyla bilinen Bolu Tugay Komutanı General Yavuz Ertürk'ün 1993 yılında Kulp ilçesinde çok sayıda operasyon gerçekleştirdiği ve birçok kişinin öldürülmesi ve kaybedilmesinden sorumlu olduğunu kaydetti. Faili meçhul cinayetlerin 1990'lı yıllarda korkunç bir boyutta olduğunu söyleyen Yıldırım, "Onun komutasında birçok köy, o sene yakılarak boşaltılır. Bu köylerden biri de Ağıllı Köyü olur. 6 Mayıs 1994 günü Bolu Tugayı'na bağlı askeri birlikler tarafından Ağıllı köyüne baskın yapılır. Baskında tüm köy halkı meydanda toplatılır ve köylülere ağır işkenceler yapılır. İşkenceye uğrayanlardan biride Hamet Barut olur. Baskın ve işkencenin ardından köyden ayrılan askerler Hamet Barut’u da yanlarına alarak götürürler. Bu duruma tüm köy halkı tanık olur" dedi.
12 Mayıs 1994'te Barut’un yakınlarının köyün 5 kilometre uzağında yol kenarında yarı gömülü bir ceset gördüklerini ifade eden Yıldırım, "Gömülü kişinin üstündeki toprağın atılmasıyla cesedin Hamet Barut’a ait olduğu tespit edilir. Daha sonra yakınları cesedi, Diyarbakır Devlet Hastanesine götürür. Hastanede yapılan otopsi sonucunda Hamet Barut’un bedenine sıkılan 32 kurşunla katledildiği ortaya çıkar. Otopsi sonrası Hamet Barut’un cenazesi ailesi tarafından köye getirilip defnedilir. Ancak aile devam eden baskı ve tehditlerden dolayı olayın peşine düşemez" diye kaydetti.
Kayıp yakınları daha sonra bir dakikalık oturma eylemi yaptı.
Batman
Batman’da da kayıp yakınları ve İHD üyeleri, eylemlerinin 517’inci haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde açıklama yapmak istedi. Ancak valiliğin yasak kararı gerekçesiyle açıklamaya izin verilmedi. Aileler, bunun üzerine İHD binasında açıklama yaptı. Valilik kararına tepki gösteren İHD Şube Eşbaşkanı Devran Yıldız, alınan kararın hukuksuz olduğunu belirtti.
Derneğin Kayıp Komisyonu üyesi Mehmet Akif Akın, gözaltında kayıplara işaret ederek, "Bu suçları işleyen hiçbiri, kendilerinin suç işlediğine inanmadı ve halen inanmış değiller. İnsan hakları savunucuları ve kayıp yakınları olarak, gerçeklerin üzerini örtmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz, açıklamalarımız ve haykırışlarımızla tarihe not düşmeye devam edeceğiz. Gerçeklerin gün yüzüne çıkması ve sorumlulardan hesap sorulmasındaki ısrarımızı sürdüreceğiz" dedi.
Akın, daha sonra Batman Aydınlıkevler Mahallesi'nde 9 Ağustos 1994 tarihinden gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Resul Saçan için adalet istedi.
İzmir
İHD İzmir Şubesi Kayıplar Komisyonu, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın!" sloganıyla Konak eski Sümerbank önünde yaptığı eylemde 27 yıl önce İzmir’in Bornova ilçesinde gözaltına alınıp kaybedilen 19 yaşındaki Murat Yıldız’ın akıbetini sordu. Açıklamada, "Kayıplar belli failler nerede?" ve "Kayıplar vicdanındır sahip çık!" yazılı pankartlar açıldı.
İHD İzmir Şube Yöneticisi Caner Canlı, insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımının olmayacağını belirterek, "Unutmak, işlenen insanlık suçlarının yeniden işleneceği ortamı yaratır. Son yıllarda olduğu gibi yeni kayıplara neden olur. Kaç yıl geçerse geçsin kaybedenlerin yargılanmasını sağlamak için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
Ankara
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 389’uncu haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde yaptığı basın açıklamasında Urfa 2 No’lu T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutulan ağır hasta Emin Güler’in serbest bırakılmasını istedi.
İHD Ankara Hapishane Komisyonu üyesi Avukat Ömer Faruk Yazmacı tarafından yapılan açıklamada, 30 yaşındaki Güler’in 6 yıldır durumunun ağır olmasına rağmen hapiste tutulduğuna dikkat çekildi. Güler’in omurgasının zedelenmesi sonucu Hemipleji-felç olduğunu söyleyen Yazmacı, “Bu hastalık, beyin damarlarının tıkanması sonucu ortaya çıkan ve vücudun sağ ya da sol bölgesini etkileyen sinir sistemi hastalığıdır. Geçirdiği felç sonucunda yüzde 94 engelli durumuna gelmiş ve engelli durumu için heyet raporu bulunmaktadır. Cezaevinin fiziki yapısının iki katlı olması nedeniyle; yatakhaneden mutfağa, mutfaktan yatakhaneye inip-çıkmakta güçlük çekmektedir. Kendi ihtiyaçlarını ancak arkadaşlarının desteğiyle karşılayabilmektedir. Sağ ayak ve sağ kolu felç olduğundan dolayı mekanik bir ekipman olan el ve ayak splinti kullanmaktadır” diye belirtti.
Güler’in sağlık durumunun açık ve net olmasına rağmen fizik tedavi imkanları sağlanmamasına dikkat çeken Yazmacı, “Gereken fizik tedavi malzemeleri verilmemiştir. Yaşamını; tedavi edilmeden, iyileşme koşulları da sağlanmadan bu şekilde devam ettirmek zorunda kalmaktadır” dedi.
Güler’in aynı zamanda Hepatit-C hastası olduğunu ve bu hastalığın uzun dönemde karaciğer hastalığına, karaciğer yetmezliğine, kansere ve hatta ölüme neden olabileceğini vurgulayan Yazmacı, Güler’in serbest bırakılmasını istedi.