Göçmenler virüs ve açlık kıskacında

Salgın sürecinde kaderlerine terk edilen kayıt dışı Afrikalı göçmenler, onlarca kişilik derme çatma evlerde kapanmanın bitmesini bekliyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 15 Mayıs 2021
  • 22:40

AKP-MHP iktidarı salgına karşı her önlemi aldığı yalanıyla sadece sermaye sınıfını koruyan önlemler alıyor. İşçi, emekçiler için “önlem” sözleri artık açık bir yalan. Bu yalan, söz konusu göçmenler olduğunda çok daha belirgin biçimde açık seçik görülüyor. Cumhuriyet’ten Tuğba Özer Tarlabaşı Dayanışma Grubu’ndan Muhammed Sıddık Yaşar ile göçmenlerin yaşam koşullarına ilişkin konuştu.

“Kapanma sürecinde ciddi kırılmalar var” diyen Yaşar şunları vurguladı:

“Acil ihtiyaçları gıda sorunu bu süreçte. Salgınla çok ilgilenmiyorlar çünkü koronadan daha büyük sorunları var. Hayatta kalmaya çalışan insanlar bunlar. Buraya Afrika’dan Ebola virüsü salgınını yaşayıp gelen insanlar var. Salgına değil, güncel yaşamlarına bakmak durumundalar.”

Sıklıkla sahada olan Yaşar, süreci şu sözlerle özetliyor:

“İnformel işlerde çalışan ister yurttaş ister sığınmacı olsun yiyecek stoku yapamıyor. Bir de kapanmanın birden açıklanması bebekli aileleri ve hasta insanları yemek bulamamaya itti. Restorandan bir şeyler dilenme imkânları oluyordu ama şimdi onlar da kapalı. Devlet de yeterli önlemi alamadı. Bu insanların toplumda bir karşılığı yok. Nerede yaşadıkları, ne yaptıkları belli değil. Zaten resmi bir kayıtları da olmadığı için herhangi bir statüye sahip değiller. Göçmenler tamamen olayın dışında bırakıldı. Pandeminin başından beri yaşamları önemsenmiyor. Ve Türkiye’deki kayıt dışı sayısı azımsanacak gibi değil.”

Bir Batı Afrika ülkesi olan Sierra Leone Cumhuriyeti’nden Türkiye’ye gelen Maryem, henüz gitmeyi düşünmeyenlerden. Kiralık ev bulmak konusunda ayrımcılık yaşadıklarını anlatan Maryem şunları söyledi:

“Afrikalı olduğumuz için bazı ev sahipleri bize evlerini vermek istemiyor. Kiralayanlar da çok yüksek ücretler talep ediyor. Ay sonunda kazandığımız küçük maaş, tüm faturaları ve kirayı ödemeye yetmiyor.”

Maryem kadın mülteci olmayı şöyle anlatıyor:

“İş ve cinsel taciz konuları kadınlar için çok zor. Kadınlar hayatını idame ettirmek için fabrikalarda işe giriyor ve gün sonunda patronları onları taciz ediyor. Bu, olağan hale geldi.”

Maryem, aynı zamanda yardıma ihtiyacı olan çocuklu göçmen kadınlar için de çalışmalar yürütüyor:

“Afrikalı bir kadın olarak kadınları güçlendirmeyi ve onlara yardım etmeyi amaçlayan bir grup oluşturdum. Farklı kuruluşlardan yardım alarak hamile, çocuk sahibi, hastalıktan mustarip olup parası olmayan kadınlara destek olmayı amaçlayan için bir kuruluş bu.”

Geri gönderilme rekoru onda

Afrikalıların çoğunun hedefi İstanbul’da kısa bir süre geçirdikten sonra Avrupa’ya geçiş yapabilmek. Konuştuğumuz göçmenler neden gitmek istiyorsunuz sorusuna ise “iş yok” yanıtını verdiler.

30 yaşındaki Senegalli Ali için “geri gönderilme rekoru onda” diyor arkadaşları. 1,5 yıldır Türkiye’de olan Ali, birçok kez Hollanda’daki ağabeyinin yanına kaçmaya çalışmış ancak her seferinde Yunanistan polisleri tarafından yakalanıp, üzerindeki kıyafetler de dahil tüm eşyaları alınarak geri gönderilmiş. Burada bir ayakkabıcı dükkânında çalışan Ali, ülkesindeki yaşlı annesine para gönderdiğini söylüyor. Salgın sürecinde ilişkin ise şunları ifade etti:

Çalıştığım yerden aldığım maaş düşük, yetmiyor. Ama boş oturmaktan her zaman daha iyidir. 17 gün evde boş oturacağım. Bu süreç bizim için çok zor. Şu an sınırlardan geçişler de tamamen durmuş durumda, bu süreçte gitmek imkânsız.”