Artan vaka sayılarına karşı önlem almak “manidar” bir biçimde 1 Mayıs öncesinde akıllarına gelen AKP-MHP ortaklığı her fırsatta pandemi bahanesinin ardına gizlenmekten kaçınmıyor. Tam kapanma ilan ederek tüm basın açıklamalarını önlemeye çalışan dinci faşist iktidar fabrikalarda üretimi durdurmaktan imtina ederek işçi ve emekçileri ölüm ve açlıkla terbiye etmeye çalışıyor. İşte böylesi bir dalavereyle 1 Mayıs yasaklanmaya, 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen ve taleplerini duyurmak isteyen emekçiler devlet terörü ile sindirilmeye çalışılıyor. 1 Mayıs yasaklarına karşı İstanbul, İzmir ve Ankara başta olmak üzere pek çok kentte sokaklara çıkan onlarca kişi işkence ile gözaltına alındı, alınmaya devam ediliyor.
Bahçeli iş başında!
Yasakları tanımadığını haykıran işçi ve emekçiler sokaklara çıkarken dinci-faşist iktidarın “küçük ortağı” MHP’nin şefi Devlet Bahçeli her zaman olduğu gibi bugün de 1 Mayıs’ı savunanlara kin kustu. 1 Mayıs yasaklarını tanımayarak demokratik haklarını kullanan ve işkenceyle gözaltına alınan onlarca emekçi, faşist partinin şefi tarafından “kavga ve karışıklık arayanlar” diye hedef gösterildi.
Emek kavramı üzerine bolca demagoji yapan faşist partinin şefi, 1 Mayıs üzerinden de aynı ikiyüzlülüğünü sürdürdü. “1 Mayıs’ı ideolojik ve siyasi önyargılara hapsetmek, marjinal ve yasa dışı örgütlerin ihanet zemini olarak görmek emekçilerimize büyük bir haksızlık ve husumettir. Emeğin fikri değerinde saklıdır. Emekçinin fazileti alın terindedir. Kavga ve karışıklık arayanların ne fikri ne de fazileti söz konusudur” diyen Bahçeli 1 Mayıs yasaklarına karşı direnen emekçileri marjinalleştirmeye ve gericilik zehri ile zihinleri bulandırmaya çalıştı.
Demagojiler eşliğinde itiraf
Faşist partinin şefi yaptığı açıklamalarda, pandemi yasaklarının 1 Mayıs eylemlerine yönelik olduğunu itiraf edercesine “KOVİD-19 tedbirleri kapsamında 17 Mayıs’a kadar uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamasından dolayı karanlık mahfiller belki aradıkları fırsatı bulamadılar” dedi.
Bahçeli’nin “karanlık mahfiller” diyerek çarpıttığı gerçek 1 Mayıs’ın örgütlenmesinde emek harcayan bu topraklardaki devrimciler, ilericiler, demokratik kitle örgütleri ve sendikalardır. Faşist partinin şefinin “fırsat” dediği ise 1 Mayıs’ın devrimci özüne yaraşır biçimde kutlanması, işçi ve emekçilerin alanları doldurarak taleplerini yükseltmesi ve özellikle bu pandemi döneminde omuzlarına yüklenen faturayı reddederek iktidardan hesap sormasıdır.
Emek kavramı üzerine demagojilerle 1 Mayıs’a sahip çıkıyormuş görüntüsü sunan Bahçeli, “Emeğin ve dayanışmanın gününü eşkıyalığın ve dalaletin ortamı haline getiren odaklara aziz milletimiz müsaade etmeyecektir” diye mücadeleye yönelik tehditler de savurmayı ihmal etmedi.
Asıl eşkıyalık 1 Mayıs eylemlerine yönelik işkenceleri ve saldırılarıyla devletin kolluk güçlerince yapılırken, faşist Bahçeli’nin açıklamaları bu eşkıyalığın daniskası olmuştur.
Bağlı bulunduğu faşist geleneğin nice 1 Mayıs’ları kana buladığı, devrimci-ilerici işçileri, sendikacıları infaz ettiği gerçeği orta yerde duruyorken, emek kavramı ve 1 Mayıs üzerine bolca demagoji yapan Bahçeli ikiyüzlülüğünü ve pişkinliğini gözler önüne sermiştir.