Ege'de kadın mahpuslara yönelik hak ihlalleri

Ege Bölgesi hapishanelerinde 2022 yılının ilk 6 ayında kadın tutsaklara yönelik hak ihlalleri raporu kamuoyuna açıklandı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 18 Ağustos 2022
  • 22:50

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Kadın Komisyonu, Ege Bölgesi hapishanelerinde 2022 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsayan kadın mahpuslara yönelik hak ihlalleri raporunu dernek binasında düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı.

Ege bölgesi hapishanelerinde kadın mahpuslara yönelik toplam 202 hak ihlalinin yaşandığı belirtilen raporda şu ifadeler yer aldı:

"Kadın mahpuslarla yapılan avukat görüşlerinde ayrıca posta, kantin fiyatlarında aşırı pahalılaşmanın olduğu buda haberleşme ve beslenme gibi ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını göstermektedir. Kadın mahpusların sözünü ettikleri en bariz hak ihlali ise keyfi disiplin cezalarının verilerek denetimli serbestlikten yararlanma haklarının elinden alındığıdır. Hasta kadın mahpusların hastanede kelepçeli muayeneye zorlandıkları, hastane dönüşlerinde yeterli karantina koğuşlarının olmadığı da bir diğer sık yaşanan hak ihlalidir. Koğuş baskınlarında tarihi geçti diyerek dergilerine el konulması, sportif faaliyetlerinin idarece keyfi engellenmesi, kitap sayılarına sınırlama getirilmesi kadın mahpusların yine yaşadığı hak ihlallerindendir."

LGBTİ+ mahpuslara son yıllarda daha da artan homofobik ve transfobik söylemlerinin de etkisiyle hak ihlallerine ve tehditlere maruz kaldığı ve yaşam haklarının ellerinden alındığı belirtilen raporda, kadın mahpusların işgücü olarak da yoğun biçimde sömürüldüğü ifade edildi.

Engelli kadınların bu yıl da göz ardı edildiği, temel haklara erişmekte zorluk yaşandığı ve özellikle sağlık, eğitim gibi alanlarda dezavantajlar büyüdüğü belirtilen raporun devamında şu ifadeler yer aldı:

“Ülkemizin imzaladığı kadına yönelik şiddete karşı uygun yasal yaptırımlar ve politikalar geliştirilmesini öngören uluslararası sözleşmelerin gereklerinin yerine getirilmesi şiddeti engellemenin en önemli aşamalarından biriyken bir gece yarısı kararı ile İstanbul Sözleşmesinden çekildik denilmiştir. Bu da ülkemizde kadına şiddeti önlemediği gibi artmasına neden olmuştur. Kadına yönelik şiddet; bir insan hakları ihlali ve suçtur.

Kadına şiddet en yakınındaki erkeklerden yani, baba, eş, ayrıldığı eş, erkek arkadaş, ayrıldığı erkek arkadaş, erkek kardeş, tarafından yapılırken birde mahpus kadınların hapishanelerde yaşadığı şiddet vardır. Yani kadın hayatın her alanında evde, iş de, hapishanede, sokakta, basın yoluyla hedef gösterilerek, yasal eylemlerde kolluk gücü tarafından darp edilerek şiddete din adamları tarafından et yığını olarak hedef gösterilip değersizleştirilerek şiddete uğramaktadır. Mahpus kadının infazı keyfi olarak yakılmakta, hapishanede gerekli hijyenik koşullar sağlanmamakta, sağlığa erişimde sorunlar yaşanmakta, haberleşme, sosyal aktiviteye katılım hakları yine keyfi olarak engellenmektedir."