MHP ile Perinçekçi Vatan Partisi’nin yanı sıra, Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) şefleri de yıllardan beri gerici-faşist iktidarın çöplüğünden besleniyorlar. Bu bileşimi tamamlayan diğer ortak ise, seçim sürecinde devşirilen Hüda-Par, yani bir dönem satırla sokaklarda insan öldüren, kullandıkları evlerin altını mezarlığa çeviren Hizbullah oldu. İlkel şeriatçı bir çizginin temsilcisi olan Yeniden Refah Partisi de dinci-faşistlerin sunduğu rüşvetler karşılığında Erdoğan’ın çöplüğünden nemalanmaya başladı.
BBP hem AKP’nin hem MHP’nin çizgilerinin birleşmiş hali gibidir. Diğer bir ifadeyle dinci-faşist çizginin temsilcisidir. MHP ile aynı kökenden gelmesine rağmen ayrı parti kurarak faşist ideolojiyi “dini sosa” buladı. Bu partinin başında Mustafa Destici adlı kişi var. Yakın zamana kadar Saray’ın çöplüğündeki yağlı atıklarla beslenip gidiyordu. Sesi nadiren çıkar, adını duyan olmazdı. Seçim süreci başlayınca, AKP’nin başını çektiği ittifakın desteği sürekli düşünce, BBP şefi de "kıymete bindi." Adam ortalıkta dolaşıp seçim propagandası yapmaya başladı. Saray beslemesi medyanın da gözdeleri arasına yerleşti.
Seçim propagandası yapan dinci-faşist zihniyetin temsilcisi olanlar topluma ne vaat edebilir? Bir dönem emperyalist savaş aygıtı NATO’nun kurduğu Türkiye’nin Gladio’su olan Özel Harp Dairesi’nin onlara biçtiği rol tetikçilikti. Çok “milliyetçi/mukaddesatçı” idiler ama NATO’nun onlara biçtiği rol gereği devrimcileri, aydınları, sendikacıları, akademisyenleri öldürdüler. O kadar “milliyetçi/mukaddesatçı” idiler ki, devrimciler Amerikan 6’cı Filosu’ndaki askerleri denize atarken, onlar ABD savaş gemisini kıble bilip namaz kıldılar.
Bu çizginin önde gelen temsilcilerinden biri olan Mustafa Destici adlı kişi, dalkavukluk yaptığı gerici-faşist rejiminin sefalete mahkum ettiği milyonlara seçim vaadi olarak idam cezasını geri getireceklerini söylüyor. Böylesi kirli/kanlı bir geçmişten gelen kişi kürsülere çıkıp vaatlerde bulunursa, en iyi bildiği şeyi vaat eder. Yani cinayet işlemeyi. Gladio için tetikçilik yapanların yolunda yürüyen BBP şefi, tam da kendisine yakışan “vaatlerde” bulunarak, topluma neler “sunabileceğini” de gösterdi.
İstanbul Çekmeköy Madenler’de yapılan seçim toplantısında konuşan BBP şefi, “Bu milletimiz bize yetkiyi versin, Büyük Birlik Partisi’ne anayasayı değiştirecek gücü versin, biz idamı getireceğiz…” dedi. Bir tür çocuk tecavüzleri yuvası haline gelen tarikatlarla aynı koalisyonda bulunmasına rağmen, çocuk tacizlerini gerekçe göstererek idam cezasını getirmek istediklerini söylüyor. Tıpkı Gladio tetikçiliği yapan bir gelenekten gelip, “Amerika karşıtı” sözler gevelemesi gibi. En asgari insani hasletlerden yoksun oldukları için, kaba riyakarlıklar onlar için ‘sıradan’ bir şeydir.
Ülke zenginliklerini talan edip dolar milyarderi olan ama aynı zamanda on milyonlarca emekçiyi derin bir sefaletin içine iten kokuşmuş gerici-faşist rejim, Mustafa Destici ve onun gibi tipleri sahaya sürerek, idam cezasını getirme vaatleriyle seçim propagandası yapıyor. Sermayenin bu ucubeleri siyaset sahnesinin orta yerine oturtması, kapitalizmin tam bir bataklığa dönüştüğünün yeni bir ispatıdır. Zira bu türden hilkat garibeleri ancak kapitalizmin bataklığında üreyebilirler…