Ankara Gazeteciler Cemiyeti 2020’nin Temmuz- Ağustos- Eylül aylarını kapsayan üçüncü çeyrek medya izleme raporunu yayınladı.
Covid-19 pandemisinin her yönüyle belirleyici olduğu vurgulanan raporda "Bu çeyrekte Sağlık Bakanlığı verilerinin paylaşımındaki şeffaflık, rakamların yükselişle geçmesiyle birlikte yeniden sorgulanır hâle geldi. Sağlık Bakanı’nın çeyreğin son günündeki 'Her vaka hasta değildir' açıklaması hem basın organlarında hem de sosyal medyada tartışma konusu oldu" denildi.
Raporda 1 Ekim 2020'de yürürlüğe giren sosyal medya saldırı yasası hakkında ise şunlar ifade edildi:
"Bir yanıyla dijital haber platformları ve sosyal medya özelinde sansür pratiklerini daha da ilerletecek bu değişiklik, öte yandan Google, Facebook vb. dijital devlerin vergilendirilmesi ve Türkiye’de temsilci bulundurma zorunluğuyla karşı karşıya kalmasını beraberinde getirdi."
Gazetecilerin özlük haklarına ilişkin ise "Yasal düzenlemelerde değişikliğe yol açan diğer konular en geç Kasım 2020’de yürürlüğe girmesi zorunluğu bulunan gazetecilerin yıpranma payına ilişkin düzenleme ve Danıştay’ın 'basın kartı alabilmek için sigortalılık şartı getiren hükmün' yürütmesini durdurmasıydı. Ayrıca ikinci çeyrekte tartışmaya konu olan ve gazetecileri de yakından ilgilendiren kıdem tazminatının kaldırılması konusu da temmuzda meslek örgütlerinin gündemindeydi" ifadeleri kullanıldı.
Raporda ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, Cumhurbaşkanlığının 18 Eylül 2020’de yayımladığı kararnamesiyle "hükümetin tüm organlarının söylemi tek odaktan oluşturması ve üst düzey kamu görevlilerinin demeçlerine Cumhurbaşkanlığı denetimi getirilmesinin resmî nitelik kazanmasını beraberinde getiriyor" denildi.
Yargılama bölümünde ise, yılın üçüncü çeyreğinde yargılanan gazetecilerin bilgisi verildi.
Adli yıl açılışında konuşan Erdoğan'ın “ifade hürriyetinin bir parçası olan eleştiri ve haber verme hakkının mevzuatta daha güçlü bir temele sahip olmasını sağladık” ifadeleri hatırlatıldı. Raporda ayrıca "Alandaki tüm uluslararası ve yerel raporları, gazetecilere dönük tutuklama ve sansür pratiklerini, medyada çoğulculuğun durumunu ve daha birçok olguyla çelişir nitelikteydi" denilerek, ifade özgürlüğünün Türkiye'de ki durumu belirtildi.