İnsan Hakları Derneği (İHD) Dersim, Adana, Urfa, Şırnak, Van ve İzmir’de Cumartesi Anneleri’ne destek açıklamaları yaptı.
Yapılan açıklamada demokratik bir devletin varlığının vurgulanması için toplantı ve gösteri yapma olanağının olmasının temel bir gereklilik olduğunu vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
“Anayasa mahkemesi içtihatlarında bu hayati ilkenin altını çizerek “toplantı özgürlüğü demokrasiyle sıkı bir bağ içerisindedir” tespitinde bulunmaktadır demokratik sistemler içerisinde vatandaşlar devlet tarafından saygı gören ve korunan temel haklara sahiptirler. Bu haklardan biri de toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme hakkıdır. Bu hakkını kullanımı halkın aydınlatılması için etkili bir yoldur. Anayasa ve yasal haklarımızı kullanarak kaybedilen sevdiklerimizi arıyoruz. Ancak ne yazık ki Türkiye’de demokratik ilkelerin ihlali endişe verici bir şekilde devam etmektedir. Anayasa ve yasal haklarımızı kullanarak sevdiklerimizin gözaltında kaybedilen olaylarını açığa çıkarmak ve kamusal bilincin arttırılmasına katkı sağlamak istediğimizde, sistemli bir şekilde gözaltına alınmaktayız.”
Her cumartesi işkence ve kötü muameleyle gözaltı saldırısının yaşandığı belirtilen açıklamada şöyle devam edildi:
“Oysa gözaltına alma kararı kişinin suç işlediğini gösteren güçlü deliller olduğunda verilebilir. Anayasa Mahkemesi dahil yargı organları Cumartesi Annelerini engellenmesinin hak ihlali olduğunu ve buluşmalarında suç unsurunun oluşmadığını belirtmektedir. Savcıların bağlı olduğu Adalet bakanlığı ve kolluğun bağlı olduğu içişleri Bakanlığı’na soruyor ve açıklama bekliyoruz. Suç unsurları oluşmadığı halde neden gözaltına alınıyoruz. Hukuki açıdan gözdağı vermek, caydırmak ve onur kırmak amacıyla gözaltı kararı verilemeyeceğine göre tüm eylem ve işlemlerinizi hukukun üstünlüğüne uygun şekilde yapma yükümlülüğünü askıya aldınız. Anayasa hukuk tanımayan devletin yapısını darmadağan eden bu keyfi uygulamaları toplumu gelmeyi amaçlayan bu saldırılara boyun eğmeyeceğiz. Devleti yönetenlere tüm eylem ve işlemlerine hukuka bağlı kalma yükümlülüklerini hatırlatmaya devam edeceğiz devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınarak kaybedilen sevdiklerimizi aramaktan vazgeçmeyeceğiz kayıplarımıza ve adalete ulaşmak için hukukun bütün imkanlarını kullanmakta ısrar edeceğiz 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara’da gözaltına alınarak kaybedilen AİHM’in oy birliği ile Türkiye’yi mahkum etmesine rağmen Türkiye’de iç hukuk aşamasına gelmeden dosyası kapatılan Kenan Bilgin’i ve tüm kayıplarımızı unutmayacağız . Açıklama sonrası 5 dakika oturma eylemi gerçekleştirildi.”