Gözaltında kaybedilen yakınları için adalet arayan Cumartesi Anneleri 779. kez buluştu. Eylemde, 1994 yılında gözaltında kaybedilen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi Cüneyt Aydınlar’ın akıbetini sordu.
Galatasaray Meydanı’ndaki yasak nedeniyle İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi önünde gerçekleştirilen eylemde açıklamayı Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak okudu. Gözaltında kaybetmenin insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu vurgulayarak açıklamaya başlayan Ocak, devamında şunları ifade etti:
“779 haftadır Anayasa’nın da güvencesinde olan hak arama özgürlüğümüzü tüm engellemelere rağmen kullanarak soruyoruz: Güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan sevdiklerimiz nerede? Kaybedilen sevdiklerimizin akıbetini açığa çıkartacak, adli ve sorumlulardan hesap soracak adli ve siyasi irade nerede?”
Ocak, Cüneyt Aydınlar’ın akıbetini sorarken şunları söyledi:
“Aydınlar’ın gözaltına alındığı, 7 gün boyunca inkar edildi. Emniyet, başvurular sonrası gözaltına alındığını kabul etti. Cüneyt ile birlikte 14 kişi savcılığa çıkarıldı ancak bu 14 kişinin arasında Cüneyt yoktu. Cüneyt’i işkence gördüğüne dair çok sayıda tanık vardı. Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Etkin ve idari bir süreç işletilmedi. Cüneyt Aydınlar dosyası zamanaşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı. Yaşam hakkı en kıymetli değer olarak kabul edilmiştir. Devlet bu taahhüdüne bağlı kalmak zorunda. Devlet onu kaybedenleri yargılamalı. Bu görevi yerine getirmek üzere hemen şimdi adım atmaya çağırıyoruz. Biz Cüneyt Aydınlar ve tüm kayıplarımız için hakikat ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz.”
“Bu adalet yarın size de lazım olacak”
Cüneyt Aydınlar’ın amcası Recep Aydınlar da konuşmasında şunları belirtti:
“Cüneyt 1994 yılında 23 yaşındayken kaybedildi. 23 yaşında bir evladın kaybedilmesinin ne olduğunu, nasıl bir acı olduğunu çok iyi biliyoruz. Ne yazık ki bu ülkede genç insanlarımızı koruyamıyoruz. Gayrettepe Siyasi Şube Müdürlüğü Cüneyt’i kaybetti. Biz şu anda adaletin peşindeyiz. Bugün biz burada adalet arıyoruz. Bu adalet yarın size de lazım olacak. Bu ülke anlamsız bir şekilde gençlerini yitiriyor. Biz her yerde kayıp yakınları olarak bir araya geliriz. Protestolar demokrasinin öz güvenlidir. Başka ailelere acı düşmesini istemiyoruz.”