Türk Tabipleri Birliği (TTB) 13 Ekim Uluslararası Afet Risklerinin Azaltılması Günü’ne ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
“Bütün afetler, sonuçları ortaya çıktığı zaman bir toplumsal etki yaratırlar fakat zararlı sonuçlar pekala azaltılabilir, hafifletilebilir; kayıplar ve doğal kaynakların göreceği zarar önceden engellenebilir. Bunun için, ‘afet döngüsü’ dediğimiz olaylar ve müdahaleler döngüsünü bilmek gerekir” denilen açıklamada, sürecin “afet-müdahale-rehabilitasyon-önlem (Risk Analizi)-tedbir-afet” şeklinde devam ettiğinin altı çizildi.
Açıklamanın devamında şunlar ifade edildi:
“17 Ağustos'un bir diğer sonucu da afetlere müdahalenin bütünsel ve tek bir merkezden gerçekleştirilmesi gerektiğinin anlaşılması olmuştur. Bugün AFAD olarak bilinen kurumun bu deneyimlerin neticesinde ortaya çıktığı ifade edilmiştir. Bunun sonucunda AFAD ülkemizde, afetlerle ilgili tek yetkili kurum olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte AFAD, Bütünleşik Risk Yönetimi konusundaki gerekli girişimleri hayata geçirmemiş ya da geçirememiştir. Hazırlanmış olan muhtelif Risk Azaltma Planları ve Afet Müdahale Planları’nda meslek örgütlerinin adı geçmemekte ve kâğıt üstünde dahi sorunlu duran bu planların ne kadar işe yaradığı, hazırlandıkları 2021 yılından bu yana tekrar tekrar yaşadığımız depremlere, sellere, orman yangınlarının yönetimine bakılarak değerlendirilebilir.”
“Bütünleşik risk yönetimin bir gereği olarak yapılması gerekenler”
Açıklamada Bütünleşik Risk Yönetimin bir gereği olarak yapılması gerekenler şöyle sıralandı;
“-Sel yataklarında yapılaşmaya son verilmeli, her yıl tekrarlayan sellerden etkilenen bu gibi mevcut yerleşimler derhal güvenli yerlere taşınmalıdır.
-Sel yataklarında ve fay hattı üstündeki yerleşimlerde hayatını kaybeden insanlarımızın oturdukları binaların tamamına yakını, resmi kurumlardan gerekli ruhsatı almış olan binalardan oluşmaktadır. Sel yataklarında hızlı rant amacıyla yapılaşmaya izin verilmemelidir. Mevcut mevzuatın uygulanması dahi bunu yapmaya yeterlidir.
-Fay hattı üstündeki ve olası deprem yönünden riskli yapılar, başta İstanbul olmak üzere, hızla tespit edilmeli ve gerekli dönüşüm için işe girişilmelidir. Fay hatları, 1/1000 ölçekli imar planlarında gösterilmelidir.
-Yanan orman alanlarının yapılaşmaya açılması mutlaka engellenmelidir.
-Mevcut İl Risk Azaltma Planları, ilgili kamu idaresi tarafından derhal hayata geçirilmelidir.
-Türkiye Afet Müdahale Planı'nda mevcut olan eksiklikler, TTB ve diğer meslek örgütlerinin önerileri doğrultusunda düzeltilmelidir.
-81 il için hazırlanmış olan İl Risk Azaltma Planları, diğer meslek örgütleri ve TTB'nin önerileri doğrultusunda güncellenmelidir.”