“Esas olan para kazanma, gerisi teferruat diyen” kapitalistler Bergama’da altın madeni ve siyanürle doğayı katletme uygulamasını hayata geçirmişti. Bergamalı köylülerin “Siyanürle liç” yöntemiyle doğayı katletme uygulamasını engellemek için verdiği mücadeleyle gündem olan madende, doğa talanını sürdürme uğruna yapılacak yeni atık havuzunun inşası için ÇED hilesi yapıldığı ortaya çıktı.
Bergama’daki yeni atık havuzu için “yeni” diye hazırlanan ÇED raporunda 10 yıl öncesinin verileri kullanıldı. Hileli ÇED raporuna da kısa sürede izin çıktı.
Cumhuriyet’ten Hakan Dirik’in haberine göre, çevreciler yapılan bu hileye karşı dava açarak bilirkişi heyetinin raporunu mahkemeye sundu. Raporda madenin ve mevcut atık havuzlarının “telafisi mümkün olmayan” risklerine dikkat çekilirken, işletmenin de yıllardır hukuksuz olarak çalıştırıldığı satır aralarında yer aldı. İzne dayanak oluşturan verilerin 10-12 yıl öncesine tarihlendiği, madenin çalışmasından sonra çevreye verdiği zararın ölçülmediği vurgulandı. Güncel verilere dayanmadan ÇED izni veren kamu görevlileri hakkında da suç duyurusunda bulunuldu. EGEÇEP avukatlarından Arif Ali Cangı tarafından mahkemeye sunulan dilekçede, ÇED iznine ilişkin yürütmenin durdurulması da istedi.
8 milyon ton siyanürlü atık artacak
Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, Bergama Ovacık altın madeninin bir an önce kapatılmasını isteyerek şunları söyledi: “Üçüncü atık depolama tesisi, yeraltı su tablasının altında kalması itibarıyla yeraltı sularımızı ağır metallerle kirletecektir. Birinci derece tarım arazisi olan ve tarımsal sit ilan edilen Bakırçay Ovası’nda tarımla geçimini sağlayan binlerce ailenin geleceğini karartmaya kimsenin hakkı yoktur. Ovacık’ta cevher bitmiştir. Yıllar önce rehabilite edilip kapatılması gerekirken çevreden getirmiş olduğu cevheri işleyerek açık tutulmaktadır. Bu durum kaçınılmaz olarak en yakın yer olarak gözlerini diktikleri Kozak Yaylası’nın da sonunu getirecektir. Birinci derece deprem kuşağında olan Ovacık altın madeninde ikinci atık depolama tesisi de dolmuş olup, yaklaşık 8 milyon ton siyanürlü atık bölgenin kâbusu haline gelmiştir. Bu atıklar uykularımızı kaçırırken, üçüncü atık depolama tesisine izin verilmesi, floraya, faunaya ve bölge insanına büyük bir ihanet olur.”