Adil yargılanma talebiyle ölüm orucuna başlayan ve 213. gününde tahliye olan Av.Aytaç Ünsal'ın ölüm orucu direnişini sonlandırdığı baro başkanları, milletvekilleri, avukat ve ailelerin katılımı ile yapılan basın açıklamasıyla duyuruldu.
Açıklamada söz alan Aytaç Ünsal'ın eşi Didem Baydar Ünsal, Ebru Timtik’in adalet mücadelesinde hayatını kaybettiğini belirterek, “Aytaç yanımızda olduğu için sevinçliyiz ama Ebru ablamızı kaybettiğimiz için buruk bir sevinç yaşıyoruz. Ama anısını yaşatacağız, her yerde Ebru Timtik’in adını, yüzünü görecekler” dedi.
İzmir ve Ankara baro başkanları söz alarak dosyadaki hak ihlallerine değindiler, Av. Ebru Timtik'i kaybetmekten duydukları üzüntüyü dile getirdiler. Ülkedeki tüm yurttaşlar için adil yargılanma hakkı uğruna mücadele edeceklerini ve bu mücadelenin varlık sebepleri olduğunu ifade ettiler.
Ardından HDP ve CHP'li vekiller söz alarak bundan sonraki süreci de yakından takip edeceklerini belirttiler.
Şebnem Korur Fincancı söz alarak Ünsal’ın durumuyla ilgili konuştu. İstanbul Tabip Odası'nın kendisini görevlendirdiğini belirten Fincancı, direnişçilerin aylardır bağımsız hekim tarafından muayene edilme talebinin yerine getirilmesi için mücadele verdiklerini ifade etti. Konuşmasını “Sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için bağımsız muayene çok önemli. Tahliye kararı sonrası Aytaç'ın ilk muayenesini yaptık. Değerlendirme yaptığımızda zorla hastaneye kaldırılmalarının Aytaç'ın sağlığının bozulmasını hızlandırdığını gördük.” şeklinde sürdürdü. Kilo kaybının risk seviyesine geldiğini ifade eden Fincancı, Didem ve Özgür'ün zorla hastaneye kaldırıldığını hastanedeki mahkum koğuşlarının hücre cezasına denk düştüğünü belirtti. “Yaşam çok değerli. Ancak yaşam onurlu ve adaletli olmalı.” diyerek sözlerini tamamladı.
“Bir hak kırıntısını bile elde etmek için mücadeleyi göze almamız gereken zor zamanlardan geçiyoruz. Haksızlık ve adaletsizliğin olduğu her yerde direniş ve mücadele olacaktır. Ancak bu mücadele içinde kaybettiklerimiz var.” denilerek söz, ölüm orucunda zorla müdahale işkencesine uğrayan ve hayatını kaybeden Mustafa Koçak'ın babası Hasan Koçak'a bırakıldı. Adalet talebiyle süren ölüm oruçlarının görmezden gelinmesine tepkilerini dile getiren Koçak, “Oğlum ya adalet ya ölüm diyerek hayatını kaybetti. Mustafa'yla gurur duyuyorum. Aytaç tahliye olunca Mustafa yeniden doğdu benim içim. Mustafa ona tohum oldu.” dedi.
Ebru Timtik'in ailesi adına yapılan konuşmada “Üzerimize düşen sorumluluğu alalım, adalet için kimse ölmesin” denildi.
Halkın Hukuk Bürosu adına okunan açıklamada “Ölüm orucunun talebi dayanışmadır, ölmeyi isteyenlerin değil onurlu bir yaşamı, uğrunda ölmeyi göze alacak kadar sevdiğini göstermek isteyenlerin direnişidir.” denildi. Açıklamanın devamında şunlar ifade edildi:
“Dünyanın dört bir yerinde yaşamlarını adalet talebiyle feda edenlere selam olsun. Bize avukatlık yaptırmama hayalleri kuranlara, cübbemizi çıkarma hayalleri kuranlara Ebru gösterdi ki, devrimci avukatlık geleneği, uğruna yaşamımızı verebileceğimiz bir gelenektir. Elimizden her şeyimizi aldığınızı mı düşünüyorsunuz? İşte, karşınıza canlarımızı cübbe yaparak çıkıyoruz ve diyoruz ki: Gerekirse öleceğiz ama yaşamlarımızı ve mücadelemizi değersizleştirmenize izin vermeyeceğiz.”
Açıklamada direniş süreciyle ilgili “Eğer direniş, binlerce avukata hep bir ağızdan ‘Adalet İstiyoruz’ dedirtmişse; yangını ülkenin ve mesleğin en ücra köşesine kadar duyurmuşsa, enternasyonal ilgiyi, desteği, dayanışmayı harekete geçirmişse başarmıştır. Avrupa Birliği emperyalizmine bile ‘Türkiye’de adil yargılanma hakkı yoktur’ dedirtmişse başarmıştır. Adli yıl açılışının temel konusu haline gelip faşizmin avukatlığa dönük politikalarını teşhir etmişse başarmıştır.” denildi. Son olarak şunlar ifade edilerek açıklama sonlandırıldı:
“Ölçümüz, faşizmin tutumu değil, ona karşı direnenlerin dayanışması ve güvencesidir. Faşizme karşı bildiğimiz ve bulabildiğimiz her yolla, bütün gücümüzle mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Biz bu mesleği adalet mücadelesi için seçtik. Bürolarımıza, derneklerimize, avukatlık yapma tarzımıza saldırı aynı zamanda mesleğimize saldırıdır. Tehlikede olan mesleğimiz, halkın hak arama mücadelesi ve adalet arayışıdır. Bunun için direndik, direniyoruz ve biz kazanacağız. Bu zafer hepimizindir. Ebru’nun acısını ve öfkesini, Aytaç'la gelen mutluluğu, gücü, coşkuyu tüm benliğimizle hissediyoruz. Tüm dostlarımızı zaferin coşkusuyla saygı ve sevgilerimizle selamlıyoruz.”
Basın açıklamasının ardından Av. Aytaç Ünsal tedavi olmak üzere Halkın Hukuk Bürosu'ndan ayrıldı.