Ulaşımdaki aksaklıklar nedeniyle, Depremin ertesi günü (Salı, 7 Şubat) gün doğmadan Hatay’a ulaşabildik.
Antakya karanlığa gömülmüştü. (Elektrikler kesikti).
Gündüz sokak ve caddeleri yürümek ürkütücüydü. Antakya hayalet bir şehirden farksızdı.
11 Şubat Cumartesi günü Hatay’dan yola çıktık.
Gözlemlerim:
1. Antakya, Defne ve Samandağ’da yıkım çoktu ve yıkılmayan binalarda hasar ağırdı.
Binalara girmeyi bırakın, sokakta yürümek bile tehlikeliydi.
2. İlk 2 gün besin ve giysi yardımı, Arama kurtarma çalışmaları neredeyse yoktu. Halk kendi imkanlarıyla hareket ediyordu. Terk edilmişliğin gerginliği vardı.
3. Üçüncü gün yardımların düzeyi iyileşti ve dördüncü gün yüksek bir düzeye ulaştı. Neredeyse tüm ülkeden yardım yağmaya başladı.
Arama kurtarma çalışmaları, artmakla birlikte (yurtdışı ekipleri de katılmasına rağmen), hep yetersizdi.
4. Ölümlerin çoğu yüksek binalarda olmuş.
Köylerde ve Antakya’nın dağ eteğindeki 1-2 katlı evlerde ölüm ve hasar çok az.
5. Kimi insanlar evlerini terk ederken eşyaların üstlerine düşmesi nedeniyle öldü ve enkazda kaldı (Ev eşyalarını L demirle sabitlemek gerekiyor).
Kimileri evlerini terk ederken merdivenin kopması ve üstlerine düşmesi sonucunda yaşamını yitirdi.
Kimi insanlar da evlerini terk edebildikleri için hayatta kaldı.
6. Binaların yıkılmasından yalnızca müteahhitlerin sorumlu tutulması senaryosu prova edildi.
İnsanların doyumsuzluğu (daha fazla kat çıkma isteği), yönetenlerin (belediyeler ve hükümet) çapsızlığı ve çıkar düşkünlüğü örtülebilir mi?
7. Yıkım, enkaz kaldırma aylar/ yıllar alabilir. Sağlam bina neredeyse yok çünkü.
8. İnsanların ruh dünyaları da ağır hasarlı.
Artçı (veya belki de gelmekte olan büyük bir depremin öncü) sarsıntıları 6 Şubat travmasını diri tutuyor.
İnsanlar bu nedenle kenti büyük oranda terk etti. (Köylere ve diğer kentlere). Geri döneceklerdir.
9. Hatay’daki hümanizma, tolerans, doğa sevgisi, bilgi sevgisi, bağımsızlık isteği ve mozaik (evet, mozaik) sosyal yapı Türkiye’ye olduğu kadar, dünyaya da örnektir. Yaşatmak gerekir.
***
Hatay “diz çöktü” biçiminde söylemler oldu.
Değerli Arkadaşlar,
Hatay diz çökmez. Teslim olmaz…
Evet, Hatay yere serildi. Ama ayağa kalkmasını bilir.
Cumhuriyetin yüzüncü yılından başlayarak buna tanıklık edeceğiz.
Bir de şu var: Kadim bir kent olan “Hatay’nın belleği güçlüdür!” Kendisine yapılan iyilikleri de kötülükleri de bunları yapanları da unutmaz.
Kızıl Bayrak / Antakya