HDP Ankara Gençlik Meclisi üyesi Rümeysa Aras (21), yaklaşık 3 ay önce emniyetten aranarak hakkındaki bir dosya için imza atması gerektiği nedeniyle polis müdürlüğüne çağrıldığını belirtti.
Buraya giden Aras, kendilerini MİT olarak tanıtan 3 kişinin kendisini tehdit ettiğini ve ajanlaştırmaya zorlandığını belirtti.
Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever’in haberine göre, Aras, şunları söyledi: “Bana ailemle ilgili sorular sordular. Biz HDP Ankara Gençlik Meclisi olarak 11 Haziran’da HDP Genel Merkezi’nde gençlik meclisini düzenlediğimiz bir basın açıklaması ile ilan etmiştik. Ben o açıklamada üzerinde, ‘68 ruhuyla gençlik her yerde’ yazılı olan pankartı taşımıştım. O pankartın üzerinde Deniz Gezmiş, Kemal Pir, Mazlum Doğan’ın fotoğrafları vardı. Bana bu fotoğraftaki kişileri tanıyıp tanımadığımı sordular. Ben de tanıdığımı söyledim. Bana ‘sen iyi tanımıyorsun git o kişilerin kim olduğunu iyi araştır’ dediler. Aynı zamanda o açıklamaya katılan kişilerin fotoğrafları da vardı. Onları da sordular.
‘Tehdit ettiler’
HDP’ye gitmesi halinde başına kötü şeylerin geleceği yönünde tehdit edildiğini belirten Aras, “Ben kendileriyle konuşmak istemediğimi, yasal bir partinin çalışanı olduğumu söyledim. Bana, ‘senden telefon bekliyoruz, bizi ara’ dediler. Ben de asla aramayacağımı söyledim” diye konuştu.
‘HDP’ye gittiğin sürece geleceğiz’
Aras, en son 18 Eylül tarihinde yine kendisini MİT üyesi olarak tanıtan 2 kişinin iş yerine geldiğini belirtti. Bu kişilerden birinin emniyette kendisiyle konuşanlar arasında olduğunu belirten Aras, “İş yerime geldiklerinde bana ‘burada mı çalışıyorsun, seni nasıl işe almışlar. Sen çalışmalara katıldıkça biz gelip gideceğiz. Seninle tekrar karşılaşacağız ama TEM’de’ dediler. Yaptıklarının yasal olmadığını ve kendileriyle görüşmek istemediğimi söyledim. HDP’ye gitmem ve çalışmalara katılmam halinde beni işten kovduracaklarını söylediler” diye aktardı.
‘Bu politikalara karşı duracağız’
İHD’ye başvuracağını ve suç duyurusunda bulunacağını belirten Aras, “Biz kesinlikle bu baskılar ve tehdit politikalarını kabul etmiyoruz. Ve yolumuzdan da asla dönmeyeceğiz, çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu baskılar bizi yıldıramaz. Gençlik üzerindeki bu tehdit, şantaj, ajanlaştırma politikalarına kesinlikle karşı duracağız” diye konuştu.
Tarlak: HDP’de ne konuşulduğunu öğrenmemi istediler
Umut Tarlak ise 26 Eylül tarihinde gittiği bir hastaneden çıktığı sırada kendilerini “istihbarat elemanı” olarak tanıtan 3 kişinin önünü kestiğini söyledi.
Tarlak, şunları söyledi: “Ne iş yaptığımı sordular. Özel bir şirkette çalıştığımı, hasta olduğumu ve hastaneye geldiğimi söyledim. Katıldığım 1 Eylül, 1 Mayıs ve Newroz etkinliklerindeki fotoğraflarımı kastederek, ‘elimizdeki belgeleri getirmeyelim şimdi, her şeyi anlat’ dediler. Bana haftada bir gün HDP Genel Merkezi’ne gidip toplantılarda ve partide ne konuşulduğunu öğrenip onlara aktarmamı söylediler. Bunun için para teklif ettiler. Ben de kabul etmeyeceğimi söyledim. Bunun üzerin 2 kişi yüzüme vurarak ve bileğimi bükerek beni darp etti.”
Tarlak ile Aras, İnsan Hakları Derneği (İHD) ile gerekli yasal mercilere başvuru yapacaklarını belirtti.