HDP gençliğinden Hamza Ağırman’ın polis tarafından kaçırılarak ajanlık dayatmasına maruz kalmasına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenlendi.
Saat 12.30’da başlayan toplantıda ilk olarak İHD İstanbul Şubesi Başkanı Av. Gülseren Yoleri konuştu. Kayıt dışı alıkoyma ve tehditle ajanlık dayatmanın özellikle OHAL’de ve değişik tarihlerde yaşandığını belirten Yoleri, ajanlık dayatmalarının özellikle gençleri hedeflediğini söyledi. Gözaltında kayıp olaylarının böylesi kaçırmalarla başladığına dikkat çeken Yoleri, insan hakları savunucuları olarak bu durumun endişelerini arttırdığını ifade etti. Savcılıkların bu tür olaylara karşı dava açmadığını ifade eden Yoleri, kaçırma ve ajanlık dayatmasıyla karşılaşanların İHD’ye başvuru yapması çağrısı yaparak konuşmasını sonlandırdı.
Kaçırma, taciz ve ajanlık dayatması
Yoleri’nin ardından Hamza Ağırman kaçırılma sürecini anlattı. 5 Ekim günü saat 17.00 sıralarında Üsküdar iskelesinde polis olduğunu söyleyen birkaç kişinin kendisini zorla araca bindirdiğini, avukatını aramasına izin vermediklerini aktaran Ağırman polis merkezi yerine Selimiye tarafında ormanlık bir yere götürüldüğünü söyledi. Yaklaşık 1 saat boyunca araç içinde tutularak “HDP çalışmasına katılırsan gerisini sen düşün” denerek tehdit edildiğini belirten Ağırman, yakında bir kafe olması nedeniyle şiddetli bir darp yaşamadığını, ancak “HDP ilçe binasında olup bitenleri öğrenmek istediklerini” söyleyen polislerin ajanlık dayatmasında bulunduğunu anlattı.
Karşı çıkınca arabadan atıldığını belirten Ağırman 2 gün sonra 9-10 kere aynı kişiler tarafından arandığını “Telefonu açmaman sana ulaşmamıza engel değil” şeklinde mesaj gönderdiklerini aktardı. Telefonla tacizlerin İHD’ye başvurunca kesildiğini ifade etti.
“Toplumsal muhalefet söz konusuysa kolluk seferber oluyor”
Toplantıda son olarak HDP milletvekili Züleyha Gülüm konuştu. Kaçırma olaylarının tekil olmadığını belirten Gülüm, son dönemde birçok kişinin telefonla aranarak “En yakın karakola gel sohbet edeceğiz” denerek çağrıldığını aktardı. Bir vakada aranan bir kişinin avukatıyla gittiği karakolda “Resmi işlem yapmayacağız. Sohbet etmek için çağırdık” denilerek tehdit edildiğini söyledi. Yakın zamanda bir HDP merkezi çalışanının kaçırılmaya çalışıldığı bilgisini de veren Gülüm, yaşanan olayları ‘90’lı yıllara benzeterek böylesi kayıt dışı uygulamaların hiçbir hukuki dayanağı olmadığını söyledi.
Toplumsal muhalefetin ajanlaştırma, gözaltı ve hapis cezaları, kayyım atamalarıyla tehdit edildiğini ve “Faşizmin kurumsallaştırılmaya çalışıldığını” belirten Gülüm, HDP’nin kapalı alan toplantılarının dahi ciddi tacizlerle karşılaştığına dikkat çekti. Gülüm, 10 Ekim gibi katliamlara yol veren kolluk güçlerinin toplumsal muhalefetin önünü kesmek için seferber olduğunun altını çizerek, baskıların mücadeleyi engelleyemeyeceğini vurgulayarak konuşmasını tamamladı.
Konuşmaların ardından basın toplantısı sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul