Anadil Günü eylemleri

21 Şubat Anadil Günü vesilesiyle eylem ve etkinlikler gerçekleştirildi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 21 Şubat 2022
  • 16:46

Eğitim Sen basın toplantısı düzenledi

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), 21 Şubat Anadil Günü vesilesiyle basın toplantısı düzenledi. Eğitim Sen Genel Merkezi’nde yapılan toplantıda konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, farklı anadil ve kültürlerin özgürce yaşaması ve gelişmesinin önündeki bütün engellerin kaldırılmasını talep etti. UNESCO verilerine göre, dünyada yaklaşık 5 bini yerli dili olmak üzere 7 binden fazla dil konuşulduğunu hatırlatan Kurul, bu dillerin 40’nın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Kurul, UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlasına göre Türkiye'de 18 dil yok olmuş veya yok olma tehlikesi altında olduğunu ifade etti.

Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, çocuğun gelişiminde aile yaşantısının belirleyici olduğunu kaydeden Kurul, okul öncesi dönemde çocuk konuşma dili olarak tek dil bildiğini ve bu dilin çocuğun anadili olduğunu söyledi. Çocuğun ana dilinden farklı bir dille karşılaştığı, çevresiyle daha sağlıklı ilişkiler kurmaya başladığı dönemin 2-6 yaş arası olduğunu söyleyen Kurul, "Çocuğun bu iletişim araçlarında kullanılan dili bilmemesi, ne anlatılmak istendiğini algılayamaması kendi kişiliğinde oluşacak çatışmanın ilk belirtisidir. Çünkü okul öncesi yıllar, çocuğun psikolojik ve sosyal dünyasının merkezidir” ifadelerini kullandı.

Türkçe dışındaki dillerin yok sayıldığını belirten Kurul ırkçı tepkilerden vazgeçilmesi gerektiğini ifade ederek anadilin hak olduğunu vurguladı.

Diyarbakır'da 21 Şubat buluşması: Kürtçe eğitim dili olmalı

Kürt Dil ve Kültür Ağı ile Kürt Dil Platformu, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bulunan bir otelde, 21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında bir araya geldi.

Mezopotamya Dil Kültür ve Araştırmaları Derneği (MED-DER) Eşbaşkanı Şilan Elmas Kan, Kürtçe üzerindeki baskılara karşı neler yapılması gerektiği noktasında tartışmalar yürütmek için bir araya geldiklerini aktardı. Elmas Kan, Kürtçenin yaşamın her alanında kullanılması ve geliştirilmesi çağrısı yaptı.

DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Kürtçenin önemine işaret ederek, Kürt halkının ve onun dilini savunan siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin dil mücadelesine ağırlık vermesi gerektiğini kaydetti.

KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, bir yıldır Kürtçe için yoğun çalışma yürütüldüğünü belirtti. Diyarbakır dışındaki kentlerde çalışmaların yetersiz olduğuna vurgu yapan Çiftyürek, "Eğer bir yere ulaşmak istiyorsak bu çalışmaları Diyarbakır'dan devam ettirip diğer kentlere ulaştırmamız lazım" dedi. Kent kent çalışma yürütülerek, dilin önemi ve asimilasyon tehlikesinin anlatılması gerektiğini ifade eden Çiftyürek, "Sokaklardan evlere kadar Kürtçenin konuşturulması gerekir. Kürtçenin yayılması için halkın bilgilendirilmesi gerekir. Bunun için anneler önemlidir. Bu yüzden de anneler için bir platform kurulup, bilgilendirmeler yapılabilir. Kürt sanatçılarla ortaklaşıp büyük konser ve festivaller yapmalıyız" önerilerini sıraladı.

DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ise, iktidarın dil üzerindeki saldırılarına değindi. Saldırılara karşı her alanda önlemler alınması gerektiğini vurgulayan Aydeniz, "Anadil bir halk için varlıktır. Bunun için her halk diliyle yaşamalı ve eğitim görmelidir. Bizde bunun üzerinde çalışmalar yürütmeliyiz. Kürdistan'ın her yerinde Kürt halkının varlığı ve diline karşı iktidar tarafından asimilasyon politikaları yürütülmektedir. Saldırılara karşı büyük bir sahiplenme olması gerekiyor" dedi. Kürtçenin günümüze gelmesinde büyük katkıları olan anneler için de ayrı bir çalışma yürütülmesini isteyen Aydeniz, "Kürtçe anadilde eğitim dili ve resmi dil olana kadar mücadele etmeye devam etmeliyiz" dedi.

HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan ise, açıklama öncesi 2 saatlik bir tartışma yürüttüklerini ve Kürtçe için neler yapabileceklerini geniş bir şekilde tartıştıklarını ifade etti. Ceylan, iktidarın Kürtçenin eğitim ve resmi dil olarak kabul etmesini isteyerek, halka da "Çocuklarınızla her alanda Kürtçe konuşun" çağrısı yaptı.

Ardından konuşan Kürt Dil Platforumu Sözcüsü Şerefxan Cizîrî, Kürtçenin resmi ve eğitim dili olması talebiyle başlatılan imza kampanyasına değindi. Kampanyayla Kürtçe için ciddi bir hassasiyet yaratıldığına dikkati çeken Cizîrî, toplanan imzalarla kampanyanın büyük oranda amacına ulaştığını kaydetti. Kampanya sırasında birçok panel, seminer ve konser düzenlediklerini ancak her seferinde engellemelerle karşılaştıklarını kaydeden Cizîrî, kampanyada ortaya çıkan eksiklikleri de tamamlayarak yollarına devam edeceklerini vurguladı.

MED-DER Eşbaşkanı Şilan Elmas Kan ise, hazırlanan ortak metnin Kurmancî'sini okudu. Kan, 21 Şubat kampanyasının sonlanmasının ardından da Kürtçe için çalışmalar sürmesi gerektiğini vurgulayarak, "Dilimiz varlığımız, kimliğimiz ve onurumuzdur. Bu değerleri her zaman dile getirmeliyiz. Dil sorunu her zaman Kürt toplumu ve siyasetinin gündeminde olmalı. Kürt toplumu ve siyasetinin renginin her zaman Kurdî olmasını umuyoruz. Bundan kaynaklı Kürt Dil ve Kültür Ağı ile Kürt Dil Platformu'nun birlikte çalışmasına ve her kurumun kendi alanında Kürtçenin geliştirilmesi için çalışma yürütmesine karar verdik. Her birlikte Kürtçeyi hem Kürt toplumu hem de Türkiye siyasetinin gündemine sokmalıyız" dedi.

Kürt Dil ve Kültür Ağı ile Kürt Dil Platformu'nun Kürt siyasetinden 2022 Newrozu'nun Kürtçe Newrozu olmasını isteyeceğini aktaran Kan, "Sadece bir kentte değil tüm Newroz kutlamalarının yapıldığı kentlerde en önemli başlık Kürtçe olmalı. Sadece siyasetçiler değil bütün yazar, aydın, şair, seyda, sanatçı ve şahıslar Newroz kutlamalarında dil üzerine konuşmalı. Dil üzerine konuşacaklar Kürt halkına şunu sormalı: Siz Kürtçenin eğitim ve resmi dil olmasını istiyor musunuz? Bu talep yüksek sesle onaylatıldığında Kürtçe anadilde eğitim için de referandum niteliği taşıyacak. Milyonların birlikte bu talebe karşılık vereceğini umuyoruz" ifadelerini kullandı.

Kan, 8 Mart çalışmalarının tümünde de benzer talebin haykırılması çağrısı yaparak, şöyle devam etti:

"Kürt kadınları ve dostları, bu çalışmalarda da benzer talebi yüksek bir sesle referanduma sunacaklar. Bu talebin onaylatılması birçok alana büyük bir moral verecek. Kürt Dil ve Kültür Ağı ile Kürt Dil Platformu olarak Kürdistan'ın bütün kentleri ve metropollerde şubelerimizi çoğaltmak istiyoruz. Dil örgütü kurmak istiyoruz. Dil çalışmaları her alanda büyümeli. Her kurum ve örgüt kendi alanında çalışmaları büyütmeli, birbirine destek vermeli. Kürt medyasıyla da ilişkiler daha da sistemleştirilmeli, Kürt medyasından Kürtçeye daha çok ağırlık vermesi istenmeli."

Kan, son olarak 15 Mayıs Kürt Dili Bayramı'na kadar sürecek çalışmalar kapsamında seminer, panel ve konferanslar düzenleneceğini aktardı.

“Asimilasyoncu politikalar son bulmalıdır”

Diyarbakır

Dicle Üniversitesi öğrencileri, Hukuk Fakültesi kampüsü önünde bir araya gelerek, ilk olarak basın açıklaması yaptı. “Ağaç kökü üzerinden, insan ise dili üzerinde yeşerir” yazılı pankart açan öğrenciler, “Dilsiz yaşam olmaz” ve “Özgür dil özgür yaşam” yazılı dövizler taşıdı. Üniversite öğrencisi Onur Erzen, UNESCO verilerine göre Türkiye’de 18 dilin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirterek, “Uygulanan tekçi politikalar sebebiyle anadilimiz olan Kürtçe ne okullarda ne de Meclis’te kabul görmüyor” dedi. Açıklamanın ardından sembolik Kürtçe dersi verildi. Etkinlik, çekilen halaylarla son buldu.

Adana

İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, 21 Şubat Dünya Anadil Günü vesilesiyle "Anadil haktır, yasaklanamaz" şiarıyla İnönü Parkı'nda basın açıklaması yaptı. "Anadil haktır, engellenemez. 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü" yazılı pankartın açıldığı eylemde Kürtçe, Türkçe, Arapça, Ermenice "Anadil yaşamdır" yazılı dövizler taşındı. Açıklamaya HDP il, ilçe yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. İHD Adana Şube Başkanı Avukat Yakup Ataş, dilin; insanın kimliği, kendisini anlatma beyanı ve varoluşu olduğunu dile getirdi.

HDP Adana İl Eşbaşkanı Mehmet Karakış, Kürtçe'nin Meclis'te "Bilinmeyen dil veya X" olarak nitelendirilmesine tepki göstererek, Kürt halkının kimliğinin ve gerçekliğinin kabul edilerek, Kürtçe’nin resmi dil olarak kullanılmasını istedi.

Açıklama "Bê ziman jiyan nabe" sloganları ile son buldu.

Batman

Kürt Dil Platformu Batman Temsilciliği, Yılmaz Güney Parkı’nda basın açıklaması yaptı. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP Batman Milletvekilli Mehmet Rüştü Tiryaki ile çok sayıda kişi açıklamaya katıldı. “Dar li ser koka xwe, mirov li ser zimanê xwe şîn dibe” yazılı pankartın açıldığı eylemde konuşan Tiryaki, Kürt diline sahip çıkılması çağrısında bulundu. Tiryaki, "Kürtçeye sahip çıkılmaması halinde yok oluş ile karşı karşıya kalır. Bundan kaynaklı yaşamın her alanını Kürtçeye çevirelim” dedi.

ARİ-DER Eşbaşkanı Mazlum Buksel, “Tek dil, tek millet” ideolojisinden vazgeçilmesini istedi. Buksel, “Kürt Dil Platformu olarak, bu ülkede bütün halkların dillerini özgürce kullanmalarının önündeki engellerin kaldırılması ve anadilinde eğitimin yasal güvenceye kavuşturulmasını savunmakta ve talep etmekteyiz. İvedilikle gerekli anayasal düzenlemeler yapılmalıdır. Eğitim sistemimiz gerçekliğimize ve insanlık değerlerine uygun olarak çok dilli ve çok kültürlülük esasında yeniden düzenlenmelidir. Yasakçı, tekçi, asimilasyoncu politikalar artık son bulmalıdır" diye konuştu.

Açıklama “Bê ziman jiyan nabe (Dilsiz yaşam olmaz)" sloganıyla son buldu.