AKP’nin covid-19 politikaları: İlaç tedavisi etkisizleşti

Covid-19 tedavisinde kullanılan Favipiravir isimli ilaç, etken maddesi sentezlenerek Ağustos ayında AKP iktidarının çıkarı gereği Türkiye'de üretilmeye başlandı. Sahada görev yapan uzman hekimler, yerli ilaca başlanması ile tedavinin etkinliğinde bir azalma olduğunu gözlemlediklerini belirtti.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 10 Kasım 2020
  • 15:17

Covid-19 tedavisine yönelik AKP iktidarı altındaki Türkiye'de kullanılan ilaçlarla ilgili tartışmalar bitmiyor. Ciddi yan etkileri olduğu bilinen ve Dünya Sağlık Örgütü’nün tedavi rehberinden çıkardığı ‘Hidroksiklorokin’ etken maddeli ilaçlar kullanılmaya devam ediyor. Ağır hastalarda hekim gözetiminde kullanıldığında etkisi gözlemlenen ve birçok ülkede kullanılan ‘Remdesivir’ etken maddeli ilaçlar Sağlık Bakanlığı'nın tedavi rehberinde yer almıyor. Remdesivir etken maddeli ilaçları hastalar, karaborsada kutusuna 20 bin TL ödeyerek temin etmeye çalışıyor. Mevcut uygulamada tedavi için Hidroksiklorokin’den sonra en etkin şekilde Favipiravir kullanılıyor.

Covid-19 tedavisinde kullanılan Favipiravir etken maddeli ilaç Ağustos ayına kadar Çin'den ithal ediliyordu. Ağustos ayında hammaddesi sentezlenerek Türkiye'de üretimine başlandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, TÜBİTAK, İstanbul Medipol Üniversitesi ve Atabay İlaç işbirliğiyle Favipiravir etken maddeli ilaç “Favicovir” ismiyle ruhsatlandırıldı. Sahada etkin bir çalışma yürüten hekimler, yerli ilacın kullanılmaya başlanması ile tedavinin etkinliğinin azaldığını belirtti.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Grubu Üyesi Doç. Dr. Osman Elbek, TTB Merkez Konseyi Üyeleri İbrahim Akkurt ve Halis Yerlikaya, sahadaki gözlemlerini BirGün’den Burcu Cansu'ya aktardı.

Hasta sayısı arttı etki azaldı

TTB Covid-19 İzleme Grubu Üyesi Doç. Dr. Osman Elbek, “İlk dönemde bu ilaca başladığımızda yanıt alırdık. Ya virüs ilacı tanıdı, mutasyon geliştirdi ya da orijinal doz ayarlanamadı” dedi.

Hasta sayısında ciddi bir artış olduğunu belirten Elbek, ilaca ilişkin tespitlerini şöyle sıraladı:

“Vaka sayısının hızla yükselişe geçtiği Nisan ayında bu ilacın etkisini daha fazla gözlemliyorduk. İlaç Ağustos ayında yerli ve milli olarak üretilmeye başladı. Bu ilacı Nisan ayında kullandığımızda yanıtsız kaldığımız oluyordu ama artık yanıtsız kaldığımız hasta sayısı daha fazla. Süreç daha uzun sürüyor. Hasta sayısının da artışı ile daha fazla problemle karşılaşmaya başladık.

Virüs bu ilacı tanımış ve direnç geliştirmiş olabilir. Japonya menşeli bu ilacın Türkiye'de üretimi başladığında standardizasyon ile ilgili bir sorun yaşanmış da olabilir. Fakat buna ilişkin de elimizde bir kanıt yok. Hasta sayısı arttıkça tedaviye yanıt alamama oranımız artıyor.”

Etken maddeye yönelik test

TTB Merkez Konseyi Üyesi İbrahim Akkurt, Nisan ayında bu ilacı kullandıklarında 48 ila 72 saat içerisinde tedaviye bir yanıt aldıklarını belirterek, “Göğüs hastalığında bir etkisi olmadığını gözlemliyoruz. İlacın etki etme süreci uzadı. Etken maddeye yönelik farmakolojik testler yapılmalıdır” dedi.

Türkiye'deki ilaç kullanım stratejisini eleştiren Akkurt, “İlk süreçte elimizde etkili ilaç olmadığı için Hidroksiklorokin etken maddeli ilaçları kullandık. Onlarca kontrollü çalışma sonucunda bu ilacın kalp üzerinde ritim bozukluğu ve ani ölümlere sebep olduğu açığa çıktı. DSÖ’nün uyarılarına rağmen kullanılıyor.

Buna ek olarak Favipiravir etken maddeli ilaç kullanılmaya başlandı. İlk süreçte 48 ila 72 saat içerisinde yanıt alıyorduk. Yerli firmalara üretme izni verildi ve artık etkisinin daha az olduğunu gözlemliyoruz. Dünyanın kullandığı Remdesivir etken maddeli ilaca ise sadece karaborsadan ulaşılıyor. Hükümetin ilaç politikasında ciddi bir değişiklik yapması gerekiyor” diye konuştu.

8 aydır açıklama yok

TTB Merkez Konseyi Üyesi Halis Yerlikaya da kullanılan bu ilaçlara ilişkin bilimsel bir veri açıklanmamasını eleştirerek, “Sekiz aydır hem Hidroksiklorokin hem de Favipiravir etken maddeli ilaçların etkilerine yönelik bilimsel bir analiz ortaya konulmuyor. Favipiravir’in yerli ve milli üretimin başlaması ile etkisinde görünen düşüşün sebebi açıklanmalıdır” dedi.