AKP iktidarı AVM’leri kademeli olarak açmaya hazırlanıyor. Son günlerde arka arkaya AVM’lerin açılmasına dair haberler servis edildi.
Bu konuda en çok konuşan isimlerden biri olan Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Altaş, son olarak “Kamu tarafında kontrollü açılabileceğine yönelik görüşler var. Perakendecilerin de görüşlerine kulak vererek, ciddi kontrollerle ve şartlara uyularak kademeli olarak açmayı planlıyoruz.” şeklinde bir açıklama yaptı. Sadece maske dağıtımıyla salgının önlenebileceğini zanneden Altaş, 8-15 Mayıs arasında kapıları açmayı hedeflediklerini ifade etti. AVM’lerin açılmasını meşrulaştırmak için de Bilim Kurulu’nu gözettiklerini söyledi.
Bu açıklamaların ardından, Altaş’ın daha önce yaptığı bir konuşması tekrar hatırlandı. Söz konusu konuşmada Altaş, sermaye hükümetinin AVM’lerin açılış tarihini daha erkene çekmek için baskı yaptığını iddia etmişti: “Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati Bey ile 1 hafta önce görüştük. Bizi aradı ve (Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak, 4 Mayıs’ta AVM’lerin açılmasını istiyor) dedi. Biz de (4’ü çok erken yetişmesi mümkün değil, 11’inden sonra olabilir) dedik. Gün aşırı bu konuyu konuşuyoruz kendileriyle. Oldukça ilginç bir noktadayız. AVM yatırımcılarının çoğu bayramdan sonra açalım görüşündeler.”
Hüseyin Altaş, açıklaması gündem olduktan sonra geri adım atarak sözlerinin farklı yansıtıldığını iddia etti. Fakat onun çelişkili açıklamaları sayesinde, kendi ifadesiyle AKP’nin salgın politikasında “normalleşme” girişiminin ne anlama geldiği anlaşıldı. Altaş’ın tek şikayeti işçi ve emekçilerin sağlığıyla ilgili değil, yatırımcıların planları nedeniyledir.
Bu süreçte AVM’leri açmak isteyen AKP zihniyetinin temsilcilerinden Ekonomi Bakanı Albayrak hangi hayaller peşinde koştuklarını şu sözlerle açıklamıştı: “Bu süreçte ekonomiden sağlığa bu alanlarda sergilenen performans, milletimizin ortaya koyduğu eşsiz dayanışma fotoğrafı ve devletimizin dünyaya uzattığı yardım eli ülkemize karşı büyük teveccüh ve güven oluşturdu. Bu güvenin ekonomik yatırımlara güçlü işbirliklerine dönüşeceğine dair oldukça güçlü sinyaller alıyoruz. Ayakta tuttuğumuz üretim gücümüz, krizlerden sonra hızlı toparlanma refleksine sahip piyasalarımız ve sağlam ekonomik altyapımızla Kovid-19 sonrası için büyük bir potansiyelimiz olduğunu görüyoruz.”
AKP iktidarı sermayeyi palazlandırma arzusu ve iktidarda kalma hırsıyla binlerce işçi ve emekçinin yaşamıyla kumar oynuyor. Başta AVM’lerde çalışanlar olmak üzere kimsenin hastalıktan korunabilmesine yetecek önlemlerin alınmayacağı açıktır. Kontrol altında düzenli dezenfektan ve koruyucu malzemeler kullanılan hastaneler dahi salgının yayılmasına engel olamamışken AVM’lerdeki tehlike çok daha büyük olacaktır. Salgın sürecinde birçok bilimsel araştırma ve deneylere göre AVM, market vb. mekanlardaki havalandırma sistemleriyle hastalığın yayılma alanının çok daha genişlediği kanıtlandı. Bu bilimsel gerçekler bile AVM’lerin kapalı kalmasını gerektirirken, “Bilim Kurulu olur derse açarız” açıklaması “Bilim Kurulu’ndan bu kararı çıkartın” demektir. Sermaye devleti, burjuvazi her ihtiyaç duyduğunda, güya doğayı korumak üzere kurulan kurullardan yapı denetimi yapacak müfettişine dek her mekanizmadan işlevinin tersi yönünde kararlar çıkarmıştır.
Bugün Albayrak’ın AVM yatırımcılarının planından daha öncesi için çağrı yapması da başka burjuvalar adına güdülen heves ve planların bir ürünüdür. Onlar krizi fırsata çevirmek mantığıyla “ayakta tuttuğumuz üretim gücü” derken, başka ülkelerin durmasını kastediyorlar. İşçilerin ölümünü bu uğurda bir fatura olarak normal görüyorlar. Onlar toplumun değil sermayenin ihtiyaçlarını düşünüyorlar. Zira AVM’leri açmak tüketim toplumundan beslenen patronlar için ihtiyaçtır.