Sermaye iktidarı virüs ve bakterilere karşı Türkiye’nin tek aşı üretim merkezi olan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü 2011 yılında “fazla kâr getirmediği”, “ekonomik yük ve zarar” olduğu gerekçesi ile kapatmıştı. Bugün dünya çapında hızla yayılan koronavirüs salgınına karşı, aşı merkezleri ve laboratuvarların ne denli önemli olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.
Aşı merkezini kapatan sermaye iktidarı şimdi de TÜBİTAK eliyle aşı ve ilaç projeleri için çalışacağını açıkladı.
Geçtiğimiz hafta, “Covid-19 Türkiye Platformu” koordinasyonunda sanal ortamda gerçekleştirilen Aşı ve İlaç Geliştirme Konferansı’nda, aşı ve ilaç projeleri üzerinde çalışan akademisyenlerle Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank video konferans yöntemiyle bir araya geldi. Konferansta “AR-GE çalışmalarının öneminden” bahseden Varank, Covid-19’a yönelik araştırma projelerine stajyerler ile başlayacaklarını söyledi. Varank, bakanlık olarak “reel sektörün nabzını tutarak gerekli adımları atacaklarını” iddia etti.
Toplum sağlığına “sektör” olarak bakan sermaye ve AKP iktidarı, kapitalist sistemin gereğini yerine getiriyor. Kâr getirmediği oranda sağlığı bir kenara bırakıyor. Daha fazla kâr getireceğini düşündükleri anda ise AKP şefleri konuyla ilgili “çalışmalarını başlattıklarını” duyuruyor. Öncelik kâr olduğu oranda halkın ve toplumun sağlığı da hiçe sayılıyor.
Kapitalist sistem AR-GE çalışmalarında da kendisini gösteriyor. AR-GE çalışmaları sermayedarlara, iş gücü başta olmak üzere üniversitelerin tüm imkânlarını çok az bir maliyetle kullanma fırsatı sunuyor. Staj adı altında öğrenciler uzun saatler hiçbir ücret almadan çalıştırılıyor. Her şey sermayenin kârları ekseninde döndüğü oranda, üniversite çalışanları, öğrenciler ağır sömürüye maruz kalıyor.
TTB üyesi hekimleri yok sayıp tahammül edemeyince hedef gösteren, bilim insanlarının koronavirüs salgınına karşı tavsiyelerini sermaye ve kendi çıkarları uğruna yok sayan AKP iktidarının öne sürdüğü projelerde halk sağlığı değil sermayenin kârları gözetilmektedir. Dolayısıyla AKP’li bakanın öne sürdüğü bu projeler de salgını sermaye için fırsata dönüştürme çabasından başka bir şeye hizmet etmemektedir.