Trablusgarp’taki kukla Fayiz el Serrac hükümetini koruma telaşına düşen AKP-MHP koalisyonu, Türk ordusunu Libya’daki iç savaşa süremeye hazırlanıyor. Zira yıllardan beri askeri, siyasi, mali, cihatçı transferi gibi alanlarda sağlanan destekler artık yeterli gelmiyor. Nitekim cihatçı çetelerle işbirliği yaparak ayakta durabilen bu İhvancı hükümet de umutlarını Türk ordusunun doğrudan savaşa dahil olmasına bağlamış görünüyor.
AKP şefi T. Erdoğan’ın “Talep gelirse Libya’ya asker göndereceğiz” mealindeki açıklamasının ardından kukla el Serrac hükümeti Ankara’daki dinci-faşist iktidardan yardım istedi. Böylece mizansenin ilk kısmı tamamlandı. İkinci kısmı ise, Libya’ya müdahale için meclisten savaş tezkeresini geçirmek olacak.
Bu kadarını başarmakta bir zorluk yok. Ancak olay bundan ibaret değil. Hem iç politikadaki sıkışıklığı hafifletmenin hem yayılmacı-yağmacı histeriyi dindirmenin tek yolu kaldı: O da orduyu doğrudan Libya bataklığının içine sürmektir. Saray rejiminin gözlerini hırs bürümüş olmakla birlikte, NATO bombardımanlarıyla yıkılan bu ülkeye orduyu sürmek kolay değil. Emperyalistlerden destek alamayan, Ortadoğu ülkelerinin sert tepkileriyle karşı karşıya klan AKP şefi, Tunus’taki İhvancı Nahda’dan yardım dilenerek çıkış aramaya yeltendi.
En azından bir Arap ülkesinin desteğini alarak saldırganlığı meşrulaştırabileceğini var sayan T. Erdoğan, Tunus’ta utanç verici bir duruma düştü. Ziyaretin ardından Tunus’la Cezayir’in Türkiye ile birlikte hareket edeceğini ilan eden AKP şefinin mumu yatsıya kadar yanamadı. Tunus hükümeti de Cezayir yönetimi de Libya’daki çatışmalarda doğrudan taraf olmaktan kaçınıyor. Hal böyleyken, T. Erdoğan’ın saldırgan/yayılmacı politikalarına destek vermeleri imkansızdır. Nitekim AKP şefinin açıklaması, Tunus tarafından anında yalanlandı. Tunus Cumhurbaşkanlığı adına yapılan açıklamada, “Herhangi bir ittifakın veya safın üyesi olmayacağımız teyit edilir” ifadeleri kullanıldı. Cezayir’in ise AKP-saray rejimini ya da İhvancı kukla hükümeti desteklemesi için hiçbir neden yok.
Tunus’tan eli boş dönen T. Erdoğan’ın anında yalanlanan bir açıklama yapması, içine düştüğü aczin göstergesidir. İç politikada sıkıştığında savaş kışkırtıcılığına başvuran, yayılmacı hırslarını her fırsatta dillendiren AKP şefinin işi bu defa kolay değil. Çünkü hiçbir ülkeden destek almadan, üstelik emperyalist güçlerin de onay vermediği bir saldırıya girişmenin yıkıcı sonuçlar yaratma ihtimali yüksektir.
Tunus’taki İhvancı kardeşlerinden bile destek alamayan T. Erdoğan içeride keskin nutuklar atıyor. Yandaş medyadaki saray beslemeleri de asıp-kesiyor. Dış politika bir yana, bu riyakarlık gösterilerinin iç politikada bile işe yaraması kolay değil. Libya iç savaşına doğrudan katılmanın ise, rezil bir hezimetten öte sonuç yaratması mümkün değil.