AKP iktidarı “mega projelere ortaklık” ile kaynak arayışında

Krizin etkisiyle parasal kaynakları tükenen ve finans alanında tıkanıklık yaşayan AKP iktidarı, “mega projeler” ile yağma ve soygun düzenini döndürmek için yeni yasa tasarısı hazırladı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 07 Şubat 2020
  • 12:27

“Kamu-özel işbirliği” ve “yap-işlet-devret” modeli ile hazırladığı “mega proje”lerle devletin her türlü imkanını sermayenin hizmetine sunan, kendisi de bundan rant elde eden AKP iktidarı kapitalizmin kriziyle birlikte büyüyen finansman sorunu için yeni hesaplar peşinde.

Büyük bölümü emekçilerden toplanan vergilerden oluşan devlet bütçesini bu projelerle yağmalayıp sermayeye sunan Erdoğan/saray rejimi, toplumun ihtiyaçlarını ve doğanın dengesini hiçe sayarak öne sürdüğü Kanal İstanbul vb. projeleri için, kişilere de “ortak olma” olanağı yaratarak parasal kaynak oluşturmak için yeni bir yasa tasarısı hazırladı.

Deprem için toplanan vergiler, işsizlik, bireysel emeklilik (BES) fonları üzerinden işçi ve emekçilerin ceplerini boşaltıp kendi kasalarını ve ‘ayakkabı kutuları’nı dolduran AKP iktidarı, yeni düzenlemeyle birlikte yağma ve talan düzenini idame ettirmeyi hesaplıyor.

AKP tarafından Meclis Başkanlığı’na sunulan ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılacak yasa tasarısıyla, kişilerin projelere ortak olabilmesinin önü açılacak ve buradan “mega projelere” kaynak aktarılacak.

Tasarının ilgili maddesinde “Proje finansmanı fonu” kurulacağı ifade edilirken, ayrıca proje kredilerinin de menkul kıymetleştirilmesi ve projelere kaynak aktarımı için menkul kıymet ihraç edilmesi öngörülüyor. Projeleri yeni yöntemlerle finanse etme hedefiyle hazırlanan düzenleme, banka kredilerinin yanı sıra sermaye piyasalarının da bu doğrultuda kullanılmasının önünü açacak.

Ek olarak, sermayeye piyasa ve borsa işlemlerinde kimi kolaylıklar sunulması öngörülen yasa tasarısı ile bankacılık sisteminde kimi düzenlemeler yapılacak.

Krizin etkisiyle tekleyen soygun düzenini, bankacılık alanındaki tıkanıklıkları ve Türkiye kapitalizmini beton ve inşaata dayanan çarklarını döndürmek için öne sürülen bu düzenlemeler, kapitalizmin krizini ortadan kaldıramaz. Sermayeye sunulan bu olanaklar, üretimde yaratılan değeri fazlasıyla aşan bir değerin oluştuğu finans alanında yeni şişkinlere yol açacak ve yeni krizleri doğuracaktır.