Akbelen’de jandarma saldırısına rağmen direniş devam ederken İstanbul, Bursa, İzmir’de dayanışma eylemleri yapıldı.
İstanbul’da ilk olarak Orman Bölge Müdürlüğü önünde yapılan eylemde “Akbelen Ormanı’na dokunma” yazılı pankart açıldı. Yapılan konuşmada Akbelen’de verilen mücadelenin tüm canlılar ve gelecek kuşaklar için verildiğine dikkat çekildi. Konuşmada şu ifadelere yer verildi:
“Tüm felaketlere karşı tek kalkanımız ormanlardır. Biyoçeşitliliği korumak, iklim krizini geriletmek için tek kalkanımız ormanlardır. Dolayısıyla Akbelen’deki bir avuç köylü hepimiz adına direniyor. Biz her yerde her zaman doğamızı katleden, yaşamımızı kömür karasına bulayan bu şirketlere, bu iktidarın politikalarına karşı yaşamı savunmaya devam edeceğiz. Akbelen’i asla yalnız bırakmayacağız!”
İstanbul’da bir diğer eylem Limak Genel Müdürlüğü önünde yapıldı. Eylemde okunan açıklamada madenin ormanları yok ettiğine dikkat çekilerek şunlar vurgulandı:
“Doğa ve halk düşmanı yerli-yabancı parababalarının vurgun ve soygun düzenine son verene dek mücadelemiz sürecek. Sömürüsüz bir dünyayı kuracağız!”
Bursa Su Kolektifi Tarım ve Orman Bakanlığı Bursa 2. Bölge Müdürlüğü önünde açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Akbelen Ormanı'nı ve zeytinini korumak için son iki yıldır nöbet tutan Muğla İkizköylülere bugün sabaha karşı 05:30'da jandarma ve tomalar eşliğinde müdahale edildi. İkizköy ve direnişe destek veren diğer köylerden yurttaşlar abluka altına alınarak alana girişler engellenerek ağaç kesimine başlandı. Akbelen'de iklim krizini arttıran termik santrallere kömür sağlamak için iklim krizini azaltan ormanlar yok edilmek istenmektedir. İklim krizini yok sayan bu akıl almaz inata derhal son verilmelidir.”
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde eylem yapıldı. Platform adına okunan açıklamada Muğla’da talan politikalarının 40 yıldır sürdüğü hatırlatılarak İkiköylülerin mücadelesi aktarıldı. Son olarak bu sabahki jandarma saldırısının ve ağaç kesiminin hatırlatıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Buradan bir kez daha sesleniyoruz. Ağaç kesimlerini durdurun.
Bizler madenlerin, aç gözlü şirketlerin ormanlarımızı, tarlalarımızı, köylerimizi, insanlarımızı yuttuğu, tükettiği bir ülke istemiyoruz. Ne yazık ki ülkemizde egemen olan madencilik anlayışı, madenin bulunduğu tüm arazinin harap edildiği, geride ise tümüyle verimsizleştirilmiş ve kirletilmiş bir toprağın bırakıldığı bir anlayışla sürdürülmektedir. Bu anlayış nedeniyle Cerrattepe’den Fatsa’ya, Kaz Dağlarından Akbelen’e kadar her yerde verimli ormanlık alanlarımız, tabiat zenginliklerimiz yok edilmektedir. Bu anlayış, sadece madenciliği değil, yaşamı da sürdürülemez hale getirmektedir. Bu madencilik anlayışı, bir üretim faaliyeti değil, bir sömürü faaliyetidir. Madenleri olduğu gibi, doğayı ve halkı da sömürmektedir.
Kömüre vereceğimiz, madencilere vereceğimiz tek bir dönüm arazimiz, tek bir çakıl taşımız bile yok!
Akbelen Yalnız Değildir. İkizköylüler yalnız değildir. Akbelen Ormanı; Biz ülkenin her köşesinde emek demokrasi yaşam mücadelesi yürüten herkesin mücadelesidir.
Ülkemizin yeraltı ve yer üstü kaynaklarının peşkeşine izin vermeyeceğiz.”