Türkiye 2018 yılını geride bırakırken enerji politikaları nedeniyle doğasını kaybediyor. Doğa ve yaşam savunucuları, 2018’de tüm Türkiye’de, çevre yıkımına karşı ayaktaydı. Aydın Kızılcaköylülerin jeotermal enerjiye karşı direnişi sırasında jandarmaların önünde tek başına oturan 77 yaşındaki Esma Calayır’ın fotoğraf karesi ve Sinop’ta nükleer santral için kesilen yüz binlerce ağaç hafızalara kazınanların sadece birkaç tanesi...
Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın haberine göre, çevreciler 2019’a Akkuyu’dan Sinop’a, Çanakkale’den Aydın’a dek doğanın dengesini bozan projelere ve ranta karşı direnerek giriyor.
3 nükleer planı
Türkiye’de genelinde üç nükleer santral planlanıyor. Akkuyu Nükleer Santralı’nın temeli Nisan 2015’te atıldı. Çevre aktivistleri, dava açtı. Çevreciler, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun iptalini istedi; bilirkişi, dünyaca koruma altına alınan Göksu Deltası ve nesli tükenmekte olan Akdeniz foklarının santral yapımı ve sonrasında tehlike altında kalacağını tespit etti ancak bu durumun santral yapımına engel olmayacağını savundu. Dava reddedildi. Greenpeace, santral projesinin önünü açan ÇED iptal davasının reddi üzerine, kararı Danıştay’da temyiz etti. Ayrıca nükleer santral projesinde, yer lisansının iptaline ilişkin açılan davanın dosyasına da skandallarla dolu bilirkişi raporu girdi. Çernobil ve Fukuşima felaketlerinin sonuçlarının dikkate alındığı belirtilen raporda, “Olası bir büyük kaza sonuçlarında, halkın radyasyon sağlığına ve güvenliğine ilişkin Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) mevzuatındaki sınır değerlerin aşılmayacağı gösterilmiştir” denildi.
Kömür yatırımları
Türkiye’de onlarca kömürlü termik santral tesisi faaliyette. Daha onlarcası da projelendirilmiş ya da duyurusu yapılmış durumda. Projeler Adana, İskenderun Körfezi çevresi, Çanakkale, İzmir, Zonguldak- Bartın, Konya Kapalı Havzası, Kütahya- Seyitömer ve Trakya’da yoğunlaşıyor. Türkiye’nin dört bir yanında termik santrallarla iç içe yaşamak zorunda kalan bölge sakinleri doğası ve yaşamları için direniyor.
Istrancalar’a zulüm
Istranca Dağları’nın eteklerinden başlayıp Türkiye ve Bulgaristan’a yayılan Istranca Ormanları’na taş ocakları zarar veriyor. Yıllar önce açılan taşocakları bugün hâlâ kapasite artışı alarak dağların kalbinde çalışmalarını sürdürüyor. Nükleer ve termik santrallar tehdidiyle karşı karşıya kalan doğa harikası Istrancalar’da şu an 26 taşocağı tahribata neden oluyor. Bölge sakinleri yıllardır taşocaklarına karşı mücadele ediyor.
HES isyanı
Bölge sakinlerinin ve doğanın olumsuz etkilendiği projelerden biri de HES. Türkiye’nin dört bir yanında faal durumdaki yüzlerce HES dereleri kuruttu. Suları azalttı. Karadeniz Bölgesi’nde faal durumdaki yüzü aşkın HES de canlı yaşamını olumsuz etkiledi. Yeraltı sularının yerini değiştirdi. Danıştay kararıyla HES’ten kurtarılan Kastamonu Loç Vadisi üzerinde de yine kara bulutlar dolaşıyor. Projesi yargıya takılan Orya İnşaat, yeni bir raporla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu. Şirket yeni raporda proje alanını, Küre Dağları Milli Parkı’ndan yalnızca 245 metre uzağa çekti.
Bitmeyen kirlilik
Çorlu - Çerkezköy - Lüleburgaz civarındaki sanayi tesisleri Ergene Nehri’ne yıllardır atıklarını deşarj ediyor. Nehirde canlı bırakmamış. Simsiyah akan nehrin etrafında tarım yapılıyor. Çevre sakinleri bölgede çevre mücadelesini sürdürüyor. Türkiye’deki 25 akarsu havzasından biri, bölgenin önemli su kaynağı olan Büyük Menderes Havzası ve Nehri de büyük risk altında ve kirlilik alarmı veriyor. Çevresinde tarım yapılan nehir, evsel ve endüstriyel atıklar nedeniyle kırmızı renkte akıyor. Tarım alanları, bu suyla sulanıyor. Nehirden gelen koku, her noktadan hissediliyor.
Umutlandıran karar
Doğa harikası Artvin Cerattepe Kafkasör Yaylası’nda Cengiz Holding halkın tüm itirazlarına karşın maden faaliyetlerine başladı. Çalışmalarla dereler kirlendi, şu ana kadar binlerce ağaç kesildi. Cerattepe’yi korumak için mücadele eden bölge sakinlerinin madencilik faaliyeti için ‘ÇED olumlu’ raporunda 22 hektar gösterilen alana verilen işletme izninin 240 hektara çıkarılmasına karşı açtıkları davada umut veren bir karara imza atıldı. 240 hektarlık işletme izni kararı iptal edildi. Bölge sakinleri yaşam alanlarını korumak için hukuki mücadelesini sürdürüyor.
Köylülerin mücadelesi
Aydın’ın İncirliova ilçesine bağlı Kızılcaköy’de tarım arazileri üzerine kurulmak istenen jeotermal elektrik santralına (JES) karşı köylüler direndi. Jeotermal enerjiye karşı direniş sırasında jandarmaların önünde tek başına oturan 77 yaşındaki Esma Calayır’ın fotoğraf karesi hafızalara kazındı. Jandarma ve JES şirketi çalışanları geçen günlerde köylülerin direnişi üzerine alandan çekildi. Aralık ayının ilk haftasında gerçekleşen olayların ardından, ÇED sürecinin tamamlanması beklenen Kızılcaköy’de köylüler mücadelesini sürdürüyor.
Yeşil Yol direnişi
Karadeniz yaylalarını birbirine bağlayarak turizm yatırımlarına açmayı hedefleyen Yeşil Yol projesine karşı yaylalarda verilen mücadele sürüyor. En son projenin Yukarı Kavron ile Samistal yaylaları arasındaki kısmında yapılan çalışmalarda patlayıcı kullanıldığı ortaya çıktı. Bölge Kaçkar Dağları Milli Parkı sınırları içerisinde yer alıyor ve bu bölgede patlayıcı kullanmak yasak.
Yüz binlerce ağaç kesildi
İkinci nükleer santralın da Sinop, İnceburun Yarımadası’nda deniz kenarına kurulması planlanıyor. Yarımadada yüz binlerce ağaç kesildi. Bölge sakinleri Sinop Nükleer Santralı projesinin ÇED toplantısına alınmadı. Konuya ilişkin suç duyurusunda bulunan Sinoplular mücadelesini sürdürüyor. Üçüncü nükleer santralın ise İğneada’ya yapılmak istendiği konuşulsa da henüz resmi bir açıklama yapılmadı.