KESK, İHD, HDP ve PEN Türkiye Sivas Katliamı’nın 30’uncu yıl dönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı.
"Tüm katliamları bir kez daha lanetliyoruz..."
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), katliamın üzerinden 30 yıl geçtiğine dikkat çektiği açıklamada, şunları ifade etti:
“Yaşanan onca katliam gibi Sivas katliamının da gerçek sorumlularının açığa çıkarılıp hesap sorulması engellendi, tetikçi katiller korundu, katillerin avukatlığı yapıldı. Adresi, ikametgâhı belli olan firari sanıklar yıllarca bulunmadı, katillerin bazılarının Sivas’tan hiç ayrılmadan yaşamlarına devam ettikleri, hatta resmi olarak haklarında arama kararları olmasına rağmen evlendikleri, askere gittikleri, işe girip çalıştıkları, ehliyet aldıkları anlaşıldı! Katillerin avukatları mevcut iktidar tarafından milletvekili, belediye başkanı, bakan ve hatta Anayasa Mahkemesi üyesi yapılarak ödüllendirildi.
KESK olarak, otuzuncu yıl dönümü vesilesiyle, Sivas Katliamı nezdinde yaşadığımız tüm katliamları bir kez daha lanetleyip yaşamını yitiren insanlarımızı saygıyla anıyoruz...”
"Madımak Oteli ‘Utanç Müzesi’ yapılmalıdır"
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) açıklamasında ise, 30 yıldır süren davanın 2012 yılında zamanaşımına uğratıldığı hatırlatılarak, insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımının olmayacağı belirtildi. Açıklamanın devamında İHD’nin 2 Temmuz gününü “İnsanlığa karşı İşlenen Suçları Kınama Günü” olarak ilan ettiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
“Türk Ceza Kanunu’nda yer alan İnsanlığa Karşı Suçlara ilişkin yasa maddesi ‘hangi tarihte gerçekleştiğine bakılmaksızın insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı söz konusu edilemez’ şeklinde yeniden düzenlenmelidir. Sivas Katliamı davası yeni baştan ele alınmalı, cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, emniyet müdürü, vali dahil tüm sorumlulardan yargı önünde hesap sorulmalı, adalet sağlanmalıdır. Devletin ve toplumun geçmişle yüzleşmesinin sağlanması bakımından Hakikat Komisyonu kurularak katliamın bağlantılarını da içeren gerçeğin açığa çıkarılması sağlanmalıdır. Madımak Oteli ‘Utanç Müzesi’ yapılmalıdır. Gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ve 2 Temmuz günü ulusal düzeyde ‘İnsanlığa Karşı İşlenen Suçları Kınama Günü’ olarak kabul edilmelidir. İHD olarak hakikatin ortaya çıkarılması mücadelemizi sürdüreceğimizi ifade ediyoruz.”
"Sivas Madımak Oteli’nde katledilen canları bir kez daha saygıyla anıyoruz!”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
“Devlet ve iktidar; Koçgiri, Dersim, Maraş ve Çorum katliamlarında olduğu gibi Madımak Katliamıyla da etkili bir yüzleşme yaşamamıştır. Toplumsal barış ve huzur için etkili bir yüzleşme şarttır. HDP olarak Madımak Katliamı ve benzerlerinin bir daha yaşanmaması ve gerçek faillerin açığa çıkarılması için mücadelemizi sürdürecek, toplumsal hafızayı diri tutmaya devam edeceğiz. 2 Temmuz 1993’te Sivas Madımak Oteli’nde katledilen canları bir kez daha saygıyla anıyoruz.”
“Bu topraklarda linç ilk kez mi oluyordu, hayır..."
PEN Türkiye tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu topraklarda linç ilk kez mi oluyordu, hayır, fakat sonradan Cihatçı IŞİD tarafından gerçekleştirilen ve vahşet olarak ifade edilebilecek uygulamalardan biri, insanların sığındığı oteli yakma cüreti, vahşiliği, zalimliği ilk kez görülüyordu!
Gördük, hepimiz oradaydık çünkü, toplu cinayet devletin gözü önünde televizyondan canlı yayımlandı ve şimdi devletin eli Madımak davasını zamanaşımına uğratmaya, katilleri yaşlıdır, hastadır diye birer birer salmaya başladı!
PEN Türkiye olarak, yitirdiğimiz yakın arkadaşlarımızla beraber 35 canı saygıyla, özlemle anıyor.”
Yazar ve şairlerden Sivas Katliamı bildirisi
Yazar ve şairler Sivas Katliamı'nın 30'uncu yılında bir bildiri yayımlayarak katliamı lanetledi. Şair Ahmet Telli tarafından kaleme alınan bildiriyi Zeynep Altıok ve Eren Aysan duyurdu. İkili tarafından hazırlanan sunum yazısı şöyle:
"Şairler diyor ki:
2 Temmuz 93 üzerinden otuz yıl geçti. Madımak kıyımının ateşi zihinlerden türkülere, şiirlere akıp duruyor hâlâ. Kanunlar, hâfızamızı silmek istercesine yargılama konusunda zamanaşımını işletme gayretinde.
Unutulmasın ki, sanat, trajediye dönmüş kıyımları asla unutmaz. Homeros’un kanatlı sözleri de, Pir Sultan’ın bilgeliği de sürekliliğini sürdürüyor. Belli ki Metin Altıok’un, Behçet Aysan’ın, Uğur Kaynar’ın kanatlı sözleri de hep hatırlanacaktır. Onların trajik sonlarını unutmak ve unutturmak kimin haddine!
Kanunların ruhu yoktur, insanlığın hâfızası zamanaşımını reddediyor. REDDEDİYORUZ!..."
Bildiride imzası bulunan edebiyatçılar şunlar:
Adnan Caymaz, Ahmet Özer, Akif Kurtuluş, Ali Cengizkan, Altay Öktem, Asuman Susam, Ataol Behramoğlu, Attila Birkiye, Aydın Afacan, Aydın Şimşek, Betül Dünder, Bilsen Başaran, Birhan Keskin, Cenk Gündoğdu, Cevahir Bedel, Cevat Çapan, Cezmi Ersöz, Çağla Çinili, Çağla Meknuze, Deniz Durukan, Didem Gülçin Erdem, Duygu Kankaytsın, Emel İrtem, Emel Kaya, Engin Turgut, Enis Batur, Eray Canberk, Fergun Özelli, Ferruh Tunç, Gonca Özmen, Gökçenur Ç., Gülce Başer, Hakan Savlı, Halil İbrahim Özcan, Haydar Ergülen, Hıdır Işık, Hicri İzgören, Hidayet Karakuş, Hilal Karahan, Hilmi Yavuz, Hülya Deniz Ünal, Hüseyin Ferhad, Hüseyin Yurttaş, İlhan Sami Çomak, Mahir Karayazı, Mahmut Temizyürek, Mehmet Altun, Mehmet Said Aydın, Metin Celal, Metin Kaygalak, Mehtap Meral, Murathan Mungan, Mustafa Köz, Neşe Yaşın, Nihat Behram, Nihat Ziyalan, Nilay Özer, Oktay Akıncı, Onur Behramoğlu, Orhan Alkaya, Ömer Asaf Tosun, Pelin Batu, Selahattin Yolgiden, Semih Çelenk, Serdar Koçak, Seyyidhan Kömürcü, Sezai Sarıoğlu, Sunay Akın, Şükrü Erbaş, Tarık Günersel, Tuğrul Keskin, Tuğrul Tanyol, Turgay Fişekçi, Turgay Kantürk, Tozan Alkan, Vural Bahadır Bayrıl, Yusuf Alper.