Emeğin Kurtuluşu sosyal medya hesabında 19 Aralık paylaşımı yaptı. “19 Aralık’ı unutma!” denilen paylaşım şu şekilde:
“Bugün 19 Aralık.. Türkiye tarihinin en kapsamlı cezaevleri operasyonlarından birinin yıldönümü. Bundan 23 yıl önce, 20 cezaevinde aynı anda gerçekleşen operasyonda 28 devrimci tutsak, yakılarak ağır silahlarla öldürüldü, yüzlercesi de yaralandı ve sakat kaldı. Aradan 23 yıl geçmesine rağmen o kadar insanın öldürülmesi ve yaralanmasının sorumlularından bir kişi dahi cezalandırılmadı.
Cezaevi operasyonlarının gerekçesi ise F Tipi hücre hapishanelere geçebilmek ve buna karşı tüm cezaevlerinde gerçekleşen direnişleri kırabilmekti. Devlet, kâğıt üzerinde toplumdaki tüm bireylerin “yaşam hakkını savunmakla” yükümlüyken, operasyona da “hayata dönüş” ismi verildi ve 28 insan yaşamını yitirdi.
Dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, “hapishanelerde devlet otoritesinin tesis edilmesi” için bu operasyonun yapıldığını söylüyordu. Oysa ki asıl hedef, dışarıda işçi emekçileri sindirmek, göz dağı vermekti.
Çünkü, o tarihlerde de ülkede büyük bir ekonomik kriz yaşanıyordu. Türkiye sermaye sınıfı soluğu emperyalist merkezlerde alarak 2000 yılı başında IMF ile stand-by anlaşması imzaladı. İşçi sınıfına mezarda emekliliği, daha fazla kölelik koşullarını dayatan bu politikalar karşısında, işçi emekçilerin öfkesinden korkan siyasal iktidar, ilk adım da hapishanelerdeki siyasi tutsakların direnişini ezmeyi hedefliyordu. Dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in “içeriyi teslim almadan, dışarıyı teslim alamayız” sözü tam da bunu özetliyordu. İçeride toplumsal hareketin en dinamik kesimi olan devrimciler ezilmeli, dışarıda ise işçi emekçilere acı reçete ödetilmeliydi.
19 Aralık katliamında ödenen ağır bedellere rağmen büyük bir direniş yaşandı. Aradan 23 yıl geçmesine rağmen, bugün hapishanelerde tecrit koşullarında hakkını arayan işçiler, öğrenciler, devrimciler, gazeteciler, Kürt halkı direnmeye devam ediyor.
İşçi ve emekçiler, ayağa kalktıklarında, hem kendilerine dayatılan kölelik koşullarını parçalayacakları gibi, toplumun en ileri kesimlerine yönelik katliam politikalarının hesabını da soracaklar.”