Gerici iktidarın “her ile bir üniversite” söylemiyle yürüttüğü kampanya ile bir yandan üniversiteler için boş binalara dönüştürülerek eğitimin kalitesi her geçen gün düşürülürken diğer yandan ise açılan bölümler ise kapatılıyor.
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın (YÖK) verilerine göre öğrenci ya da öğretim elemanı yetersizliği nedeniyle 979 yükseköğretim programının kapısına kilit vuruldu.
BirGün’den Mustafa Mert Bildircin’in haberine göre; Tayyip Erdoğan, 2008-2009 Akademik Yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, her ile bir üniversite açmak istediklerini söyledi. Erdoğan’ın bu sözlerinin üzerinden 11 yıl geçerken Türkiye’deki devlet üniversitesi sayısı 112’ye ulaştı. Hemen her ilde açılan üniversitelerin büyük bölümü altyapı eksiklikleri ve akademik başarı durumları ile tartışmalı hale geldi.
Hoca da öğrenci de yok
Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın, CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in kapatılan yükseköğretim programlarına yönelik sorusuna verdiği yanıt da akademideki vahim tabloyu ortaya koydu. CHP’li Antmen’in sorusunu YÖK’ün verileri üzerinden yanıtlayan Strateji Geliştirme Başkanlığı, öğretim elemanı yetersizliği ya da kayıtlı öğrenci sayısındaki azlık nedeniyle 979 programın kapatıldığını bildirdi.
Öğrenci ve öğretim elemanı bulunmadığı gerekçesiyle kapatılan programların üniversitedeki dağılımı da paylaşıldı. Üniversitelerin fen edebiyat fakülteleri, iktisadi ve idari bilimler fakülteleri ile mühendislik fakültelerindeki programların, en çok programın kapandığı fakülteler olduğu belirtildi. Kapatılan programlar arasında önlisans derecesinde eğitim veren örgün ve ikinci öğretim programlarının da yer aldığı ifade edildi.
İlk 500 hayal
Konuya ilişkin açıklama yapan Antmen şunları söyledi:
“Türkiye’deki üniversitelerin Dünyanın ilk 500 üniversiteleri sıralamasına girememesinin nedeni bilimden, çağdaşlıktan ve Laiklikten uzaklaşılmasıdır. Üniversitelerde 979 Program kapatılıyor. Böyle programsız, plansız bir anlayışla üniversiteler üretim yeri olmaz. İktidarın kadrolaşma alanları haline getirilir. Bu programların, yani kapatılan programların açılması esnasında alınan bu kadrolar daha sonra ne oldu? O program için ve bölümde uzmanlaşmış kişiler alınmadı mı? O bölümlere girişler nasıl yapıldı?
Mülakatlar nasıl gerçekleşti? Bunlar yanıtlanması gereken sorular. Sormamıza rağmen bunlar yanıtlanmıyor. Bölüme kadro açılmamış; anlaşılan iktidara yakın kadrolara bölüm açılmış! Üniversiteler acilen bilim yuvası, özgürlük yuvası haline getirilmez ve seküler anlayışla çalışmaya başlamazsa değil dünya sıralamasında ilk 500, ilk 5 bin bile hayal olacak!”