‘Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için Eğitim Hakkı Çalıştayı’nın 2. günü

Devrimci Gençlik Birliği (DGB) tarafından düzenlenen Eğitim Hakkı Çalıştayı, ikinci gün programının tamamlanmasıyla sona erdi.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 07 Aralık 2019
  • 21:47

“Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için” şiarıyla düzenlenen Eğitim Hakkı Çalıştayı’nın ikinci günü başarıyla gerçekleştirildi. İlk günün aktarımı yapılarak başlanan çalıştayda “Eğitim hakkımız gasp edilemez” isimli DGB’nin hazırladığı sinevizyon ile başladı.

“12 Eylül’den bugüne gençlik hareketi”

Sinevizyonun ardından “12 Eylül’den bugüne gençlik hareketi” sunumu yapıldı. Sunumda gençlik hareketinin ‘80 dönemi öncesine dair kısa bir anlatım yapıldı. Neoliberal saldırıların politik arka planını ilk gün tartışmalarına atıf yapılarak gençlik hareketi ile bağlantısı kuruldu. ‘80 darbesinin gençliği siyasal yaşamın dışına itmesi, darbe sonrası ilk kıpırdanışların gençlik ve işçi sınıfından gelmesi, ‘90’lar ve 2000’li yıllar, Haziran Direnişi’ne gelen süreç ve ardından daha yakın dönem aktarımı kısaca yapıldı. Ardından genel olarak gençlik hareketinin bugünkü sınırlarına dair değerlendirme yapılarak sunum bitirildi.

Sonrasında  “Bugünkü tablo ve DGB misyonu” sunumu gerçekleştirildi. DGB’nin kuruluş dönemini değerlendiren sunum, bugünün tablosunu aktardı. Bugünkü durgunluk döneminde ne yapılması gerektiği üzerine yapılan anlatımda “Gücümüzün ve imkanlarımızın bir sınırı var. Ancak bu kısıtlı gücümüzü böyle önemli mevzilere ayırmak, buralarda yoğunlaşmak önemli bir yerde duruyor. Bu çalışmamızın buranın önemli ve duyarlı dinamiklerini kucaklayan, onları harekete geçiren ve örgütleyen bir seferberlik içine  girmesi gerekiyor” denildi.

En son olarak söz çalıştaya bırakılmadan önce “İnisiyatifli bir çalışma ile bu alanlardaki en dinamik ve en duyarlı kesimleri örgütlemek yarın gelişecek gençlik hareketinin kadrolarını yaratmak olduğu için önemle çubuk bükülmesi gereken bir nokta” denildi.

Tartışma kısmında birçok üniversite öğrencisi söz aldı. İnisiyatif üzerine örneklerin verildiği konuşmalarda deneyimler tartışıldı. DGB’nin misyonunun yeniden tanımlanması ve döneme uyarlanması üzerine bir vurgu yapıldı. Üniversitelilerin konuşma başlıkları şunlardı. Devrimci gençlik hareketi üzerine, Avrupa’da gençlik hareketi, toplamda bir mücadele programı ortaya koyma gerekliliği, çalıştayın somut talepler çıkarması, Ege Üniversitesi’nde yolsuzluk ve siyasal atmosfer, DTCF’de öğrencilerin hoşnutsuzlukları, düzene karşı verilecek mücadele, tarihten öğrenci dernekleri örnekleri. Bu konular üzerine canlı tartışmalar gerçekleştirildi. Ardından diğer sunuma geçildi.

“Nasıl bir eğitim nasıl bir üniversite”

Eğitim hakkını tanımlayarak başlayan sunumda, eğitimin içeriğine değinildi. Eğitimin anti bilimsel oluşuyla birlikte günümüz Türkiye’sinde eğitim örnekleri anlatıldı. Eğitimin güncel durumundan sonra “eğitim”in ne olduğunu anlatan sunumda, bir toplumun eğitim sisteminin neye göre belirlendiği anlatıldı: “Bu tanımlamanın da belirttiği gibi bir toplumun eğitim sistemi onun ‘toplumsal, ekonomik ve politik düzeni ile toplumun maddi ve teknik temeline göre’ belirlenir. Dolayısıyla eğitimin faaliyetinin ne olduğundan çok eğitim faaliyetinin nasıl bir karakter taşıdığı bizler için önemli olandır.” Eğitimin ideolojik bir araç olarak işlendiği role vurgu yapıldı.

Ardından üniversite tanımlamasına geçildi. Ardından düzen içi alternatif eğitim modellerine dair bir anlatım yapıldı. Fin modeli, Almanya örneği üzerinden AB’de eğitim anlatıldı. Sonrasında “mevcut üniversiteye bir alternatif olarak özerk-demokratik üniversite” anlatımı yapıldı. “Sosyalist eğitim ve sosyalist üniversiteler” başlığı ile ise kalıcı çözüm anlatımı yapıldı. Politeknik eğitim başlığının da tartışıldığı iyi bir sunum yapıldı ve söz Taner Timur’a bırakıldı.

“Üniversitelilere düşen, bu çizgiyi ileriye taşımak için kavga etmek”

İlk olarak bu kadar fazla genci bir arada gördüğü için mutluluk duyduğunu belirten Taner Timur anlatımına üniversiteye dair toplamda az bilgi olduğunu ifade etti. Üniversiteye dair yazdığı kitabın genel olarak en az ilgi gören kitabı olduğunu söyledi. Buradan sonra üniversitenin tarihine ilişkin uzun ve nitelikli bir sunum yaptı. Sunumda “Üniversite aslında tek kalıp içerisinde düşünülemez. Toplumlar ve çağlar değil. Üniversitede toplumlara çağlara göre değişiyor. Üniversite deyince maddi unsurlar geliyor akla, bir de bunları birleştiren soyut ilkeler geliyor. Binası, kampüs, binayı dolduran topluluk, -öğrenci, öğretim üyeleri, memurlar” dedi. 

Taner Timur bilimin tarihsel yolculuğuna değinerek bilim ile dinin gelişimi, felsefenin bu alanla ilişkisi üzerine bir anlatım yaptı. Osmanlı’da bilimin yerinden, batıda üniversitenin gelişimine, Kant’ın üniversitelerde kavga kitabından Ortaçağ’daki üniversiteye varana dek birçok noktayı vurguladı. Marx gibi bir dehanın üniversiteye gitmediğinden, Duhring’in bile üniversiteden sosyalist diye sürüldüğünden bahsetti. Barış için akademisyenlere değinen Taner Timur, Emile Zola’nın Dreyfus olayı sonrası kaleme aldığı ve L’Aurore gazetesinde yayınlanan “Suçluyorum” bildirisinden bahsetti.

Din ile bilim ilişkisi içinde “Bilim zihniyeti özgürlük demektir, gelişmesi bizde yüzyıllarca geri kaldı” diyen Taner Timur, 1948 Tan matbaası, 27 Mayıs, 147 ile üniversiteden atılma, 12 Mart, 12 Eylül, barış akademisyenlere değinerek bugünkü bilimleri incelerken, üniversitenin de tarihini bilmemiz gerektiğini vurguladı. “Üniversitelilere düşen bu çizgiyi yakalamanın dışında ileriye taşımak için kavga etmek gerekir. Bu karanlık ve baskı temelli değil. Geleceğe -sizin için söylüyorum- umutla bakmak için birçok neden olduğu kanısındayım” diyerek sunumunu bitirdi. Uzun bir alkış alan sunumun ardından ara verildi.

“Üniversite gençlik profili” sunumunda ise yapılan anket sonuçları irdelendi ve ardından yapılma süreci deneyimleri paylaşıldı. “ÖTK, kol, kulüp topluluklar tablo ne, biz ne yapmalıyız?” sunumu yapıldı. SBF üzerine örnek verildi.

Ardından Türkiye Meclisi toplandı ve önümüzdeki döneme dair kararlar alındı. Eğitim hakkı çerçevesinde mücadele programı çıkarıldı.

Özgürlüğümüz ve Geleceğimiz için Eğitim Hakkı Çalıştayı 12 farklı üniversiteden, 33 farklı bölümden üniversitelinin katılımı ile başarılı bir şekilde toplandı.

Kızıl Bayrak / İstanbul