6-7 Aralık’ta gerçekleştirilecek olan “Geleceğimiz ve Özgürlüğümüz için Eğitim Hakkı Çalıştayı”na günler kala İstanbul Devrimci Gençlik Birliği beşinci atölye çalışmasını gerçekleştirdi.
Son gerçekleştirilen atölyede 12 Eylül dönemi ve 2000’li yıllara dair tartışmalar gerçekleştirilmişti. Beşinci buluşmanın başlığı ise “Nasıl bir eğitim? Nasıl bir Üniversite?” kapsamında gençliğin talepleri ve politeknik eğitim tartışması oldu.
İlk olarak politeknik eğitimin tartışıldığı buluşmada, günümüz eğitim tablosunun anlatımı yapıldı. Eğitimin anti-bilimsel, ticari ve gerici boyutları aktarıldı. Üniversitenin sınıflar üstü bir kavram olmadığı, tarih boyunca egemen sınıfın çıkarlarına hizmet ettiği söylendi. Kapitalist sistemde ise belli bir kesimin kâr ve çıkarlarına göre şekillendiği, bu durumdan kaynaklı toplumun ve bunun içinde insanın gelişimi değil sermaye gelişiminin hedeflendiği vurgulandı. Kafa ile kol emeğinin ayrıştırıldığı, bunun yabancılaşmayı doğurduğu tartışıldı. Ardından politeknik eğitime dair anlatım gerçekleşti. Eğitimin üretim ile iç içe olduğu politeknik eğitimde üretimin kâr ve sermayeye sunulma için yapılmadığı anlatıldı. Politeknik eğitimin hayat boyu süren bir eğitim anlayışı olduğu, insanın insan tarafından sömürülmediği bir düzende uygulanmaya başlandığında tamamen toplumsal gelişimin ilerleyebilmesi için uygulanacak bir eğitim modeli olduğu ifade edildi. Yaşanmış bir örnek olarak SSCB’de bunun uygulandığı ve toplumsal ilerlemede ciddi bir rol oynadığı söylendi. Makarenko’nun Gorki Toplulukları ve Türkiye’deki Köy Enstitüleri’nden örnekler verildi.
“Nasıl bir üniversite?” başlığında ise demokratik talepler üzerinden tartışmalar gerçekleştirildi. Bu taleplerin var olan düzende gerçekleşmesinin teorik anlamda mümkün olduğu fakat pratik anlamda gerçekleşmesinin zor olduğu ya da gerçekleşse bile kalıcılığının hiçbir güvencesinin olmadığı vurgulandı. “Özerk-demokratik üniversite”, “Anadilde eğitim hakkı”, “parasız eğitim”, ve “bilimsel eğitim” talepleri üzerinden tartışmalar gerçekleşti. Söz, yetki ve karar hakkının tüm üniversite bileşenlerini kapsayacak şekilde olması gerektiği söylendi. Rektör atamaları ve fırsat eşitliğine dair de tartışmalar gerçekleştirildi. En ufak hakların dahi gasp edildiği bu düzende bu talepler uğruna verilecek mücadelelerin önemi vurgulandı.
Atölye boyunca canlı tartışmalar gerçekleştirildi. Son olarak Eğitim Hakkı Çalıştayı’na sayılı günler kala son pratik planlamalar yapılarak atölye çalışması sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul