Devrimci Gençlik Birliği, Türk sermaye devleti tarafından mayıs ayında katledilen devrim şehitlerini; Denizleri, İbrahim Kaypakkaya’yı, Hâkî Karer’i, Dörtleri ve Nurhak şehitlerini anmak için bir araya geldi.
Anma etkinliği, ‘71 Devrimci Çıkışı’nın 50. yılı vesilesiyle hazırladıkları sinevizyon gösterimi ile başladı. Sinevizyonda ‘50’li yıllardan bu yana devrimci gençlik mücadelesi tarihsel koşullar çerçevesinde gösterilirken, ‘71 devrimci Çıkışı’nın önemi ve bu çıkışın bugün gençlik mücadelesine bıraktığı miras anlatıldı.
Sinevizyonun ardından, başta mayıs ayında ölümsüzleşen devrimciler olmak üzere, devrim mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşunda duruldu. Ardından anma etkinliği sunumlar ile devam etti. Yapılan konuşmalarda Türkiye’de kapitalizmin gelişmeye başladığı ‘50’li yıllar anlatıldı, o dönemlerde modern sınıfların Türkiye’de belirgin hale geldiği ifade edildi. ‘60’lı yıllarda, tüm dünyayla birlikte Türkiye’de de toplumsal uyanışın yükseldiği, gençliğin mücadelenin en ön safında yer aldığı vurgulandı. Almanya’dan Latin Amerika ülkelerine, Asya ülkerinden Filistin’e kadar birçok ülkede yükselen toplumsal mücadele örnekleri verildi.
“Düzen karşı devrim” şiarı
Türkiye’de dönemin ilerici, sol, muhalif kesimini çatısı altında tutan TİP, MDD ve YÖN Hareketi ve bu akımların siyasal çizgileri üzerinde duruldu. Gençliğin ilk başlarda TİP çatısı altında kurulan FKF’de mücadele ettiği, ardından kurulan DEV-GENÇ ile mücadeleyi bir adım daha ileriye taşıdıkları ifade edildi. TİP, MDD ve YÖN gibi reformist, düzen içi yapıların, gençliğin dinamizmine cevap vermediği, bundan dolayı da gençliğin bu yapıları aşarak ‘71 Devrimci Çıkışı’nı yarattıkları vurgulandı. ‘71 Devrimci Çıkışı’nın en önemli özelliğinin Denizler, Mahirler ve İbolar şahsında “düzene karşı devrim” şiarının ilke olarak benimsenmesi, düzenin tüm kurumlarıyla reddedilmesi olduğu ifade edildi. Genç yaşlarda Denizlerin, Mahirlerin ve İboların ortaya koydukları teorilerin çoktan aşıldığı, ancak ‘71 yılında düzene karşı devrim mücadelesini bu topraklarda ilk defa ortaya koyanlar oldukları için bu duruşlarının bugünlere bıraktıkları en büyük miras olduğu vurgulandı.
‘60’lı yılların sonuyla birlikte gençlik içinde yükselen anti-emperyalist mücadele; 6. Filove ODTÜ’de Vietnam Kasabı Komer’in arabasının yakılması eylemlerinin de olduğu birçok eylemle anlatıldı.
Devamında yapılan konuşmalarda ise, mayıs ayında ölümsüzleşen devrimci önderler anlatıldı. Devrim mücadelesine adanmışlıkları, siper yoldaşlığı ve devrimci kimlik üzerine anlatım yapıldı. Denizlerin ölüme korkusuzca gitmeleri, Mahirlerin farklı bir örgütten olmalarına karşı siper yoldaşlığının en güzel örneğini göstererek, Denizler için ölmeleri, ser verip sır vermeyen Kaypakkaya’nın işkencehanelerde yarattığı direniş destanı, Sinan Cemgillerin mücadele azmi, Dörtlerin devletin işkencelerine karşı bedenlerini silah olarak kullandıkları üzerinde duruldu.
Geleceksizliğe, baskıya, şiddete ve emperyalizme karşı yükselen devrimci gençlik mücadelesinin, bugün hâlâ bu topraklar başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında sürdüğü ifade edildi. Ortadoğu’da Suriye ve Filistin başta olmak üzere emperyalist devletlerin kan gölüne çevirdiği ülkelerden bahsedilerek, bu saldırılara karşı direnişlerin de sürdüğü ifade edildi. Son dönemde siyonist İsrail’in Filistin halkına yönelik tırmandırdığı saldırılar üzerine konuşularak, buna karşı Filistin halkının gösterdiği direniş üzerinde duruldu.
Türkiye’de ise 2021 yılına Boğaziçi eylemleri ile girildiği, gençliğin hâlâ dinamik bir kesim olarak mücadeleyi sürdürdüğü vurgulandı. Devamında yapılan konuşmalarda; bugün Denizleri, Mahirleri ve İboları anmanın, onların sürdürdüğü devrim mücadelesini daha da ileriye taşımak olduğu ifade edilerek anma etkinliği sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul