Esenyurt’ta sınıf devrimcileri, İbrahim Kaypakkaya ve Mayıs ayı şehitlerinin mücadele yaşamı üzerinden “devrim davasına bağlılık, devrimci kimlik ve güncel devrimci görevlerimiz” başlıkları üzerinden bir söyleşi gerçekleştirdi.
Dün gerçekleşen söyleşide ‘71 devrimci kopuşunun tarihsel önemi, Denizler, Mahirler ve İbrahim Kaypakkaya’nın önderliğinde ortaya konan çıkışın devrimci siyasal mücadelenin gelişiminde yarattığı büyük etki konuşuldu. Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin devrim davası uğruna ölümü tereddütsüzce göğüslemelerinin sosyal mücadelede yarattığı devrimci etkiye değinildi. Burjuva reformizmden ve parlamentarizmden devrimci kopuşun üzerinde duruldu. Diyarbakır zindanında Mazlum Doğan’ın Newroz günü 12 Eylül faşizmine karşı yaktığı 3 kibrit ve ardından 17 Mayıs’ta Dörtlerin (Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner) teslimiyete karşı direnişi seçmeleri gibi örneklerden bahsedilerek darbe sonrası devrimci uyanışa dikkat çekildi.
Tüm bu devrimci direngenliğin yarattığı devrimci mirasın altı çizildi. Büyük zindan direnişlerinin bu mirasın ürünü olduğuna işaret edilen söyleşide, Mayıs ayı şehitleri başta olmak üzere geçmiş devrimci kuşakların yarattığı devrimci mirasın geleceğe taşınabilmesinin yolunun işçi sınıfını devrimleştirmekten, devrimci bir sınıf hareketi yaratmaktan geçtiği vurgulandı. Bu yiğit devrimcilerin uğruna yaşamlarını verdiği devrim ve sosyalizm davasını kazanmak için sınıfa yönelik devrimci politikalar üreterek, işçi sınıfını devrime ve sosyalizme kazanma çabasını büyütme çağrısı yapıldı.
Son olarak, siyonist İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamlarının arttığı sürece dair konuşuldu. Filistin halkı ile dayanışmak için emperyalizme karşı anti-kapitalist mücadele yürütmenin ve AKP iktidarının ikiyüzlü politikalarını teşhir ederek devrimci politikayı yaygınlaştırmanın yakıcılığı üzerine konuşuldu.
Kızıl Bayrak / Esenyurt