Amed, Suruç, Ankara...
Katliamları unutmadık, unutturmayacağız!
10 Ekim Ankara Katliamı'nın üzerinden 5 sene geçti. 103 insanın yaşamını yitirdiği, yüzlerce insanın yaralandığı katliam, IŞİD çeteleri ve Türk sermaye devleti ortaklığıyla gerçekleştirilmişti. İlerici, devrimci, yurtsever, muhalif kesimlere yönelik gerçekleştirilen bu katliam, devletin “katliamlar” dersinde ne ilkti, ne de son olacaktır. İktidarını sömürü, baskı ve zorbalıkla korumaya çalışan AKP-MHP koalisyonu Amed'de, Suruç'ta, Ankara'da, Sultanahmet'te ve birçok Kürt ilinde katliamlar gerçekleştirmişti.
AKP, 7 Haziran 2015 seçimlerinde uğradığı hezimeti, vahşi katliamlarla dengeleme politikası izledi. Nitekim dönemin başbakanı A. Davutoğlu, Ankara katliamından sonra partisi AKP’nin oylarının artmaya başladığını ‘iftiharla’ ilan etmişti.
Toplumsal muhalefeti sindirmek amacıyla baskı politikalarını yoğunlaştıran AKP-MHP iktidarı, salgını da fırsat bilerek yeniden ilerici, devrimci muhaliflere yönelik saldırıya geçti. Kürt halkının kazanımlarını hedef alarak HDP'lilere yönelik başlatılan gözaltı, tutuklama terörü, gelinen yerde sol örgüt ve muhalif gazetecileri kapsayacak şekilde gerçekleştiriliyor. Salgın döneminde geleceksizlik kaygısını daha fazla yaşayan gençliğe ise “ya sağlık ya eğitim” seçenekleri arasında seçim yapması dayatılıyor. İşçi ve emekçilere “ya işyerlerinde ölümle burun buruna çalışma ya da ‘ücretsiz izin’ adı altında açlığa terk edilme” seçenekleri reva görülüyor. İşsizliğin, geleceksizliğin ve geçim sıkıntısının daha da arttığı bu süreçte, baskı ve sömürü düzenine karşı çıkan herkes iktidarın hedefi haline geliyor. Toplumsal meşruiyetini yitiren, kitle desteği hızla eriyen rejim, elinde kalan tek araçla, kaba zorbalıkla ayakta kalmaya çalışıyor.
Unutmak yok! Affetmek yok!
Bugün hâlâ 10 Ekim Ankara Katliamı'nın davaları sürüyor. Ancak sermaye devletinin bilindik kirli oyunlarıyla toplu cinayetin planlayıcıları, failleri rejimin mahkemeleri tarafından kollanıyor. 10 Ekim Katliamı'nın asıl sorumlusu bellidir: İşçi ve emekçilerin emeğini sömüren, mazlum halkların kanını akıtan, gençlerin geleceksizlik kaygısıyla yaşamına son vermesine neden olan sermaye devletidir!
Sermaye devletinin ne baskı politikaları, ne gözaltı tutuklama terörü ne de barbar IŞİD çetesi eliyle gerçekleştirdiği katliamlar, halkların ve işçi sınıfının sosyalizmi kurma mücadelesini engelleyebilir. 10 Ekim Ankara Katliamı'nı unutmadık, unutturmayacağız!
Devrimci Gençlik Birliği
Ekim 2020