Geride bıraktığımız 2020 yılı toplum tarafından “felaketler yılı” olarak anıldı. Nasıl anılmasın ki? Doğal afetler, ekonomik kriz, pandemi koşulları, intiharlar, Ortadoğu’da savaş ve çatışma ortamı, artan kadın cinayetleri, çocuk istismarları ve tacizler, tecavüzler… Liste yazmakla bitmeyecek kadar uzun. Fakat tüm bu yaşananlar kapitalist sistemin işleyiş yasalarının bir sonucu. Yani sorun 2020 yılının kendisi değil, her günümüzü felakete sürükleyen kapitalizmdir.

Kapitalizmde yaşamak demek, milyonlarca işçi ve emekçinin sefalete, açlığa sürüklenirken bir avuç asalağın daha da zenginleşmesi demektir!

Kapitalizmde yaşamak demek, rant ve talan politikaları ile doğanın ve yaşam alanlarının talan edilmesi, bunun sonucunda ise depremlerde, sellerde ölmek demektir!

Kapitalizmde yaşamak demek, en doğal hak olan eğitim hakkının çeşitli yol ve yöntemlerle gasp edilmesi demektir!

Kapitalizmde yaşamak demek, kadınların ve çocukların dinci-gericilik ortamında katledilmesi, tacize ve tecavüze uğraması, üstüne üstlük katillerin, taciz ve tecavüzcülerin düzen yargısı eliyle aklanması demektir!

Kapitalizmde yaşamak demek, emperyalistlerin kendi çıkarları doğrultusunda başlattıkları savaşlar yüzünden yerinden yurdundan edilmiş milyonların göç yollarında katledilmesidir!

Kapitalizmde yaşamak demek, henüz gencecikken amaçsızlaşmak, geleceksiz bırakılmak, işsiz kalmak ve yalnız hissetmek demektir!

Kısacası kapitalizmde insanca bir yaşam mümkün değildir!

Tüm bu acı tabloyu yırtıp atacak olan ise bizlerin örgütlü mücadelesi olacaktır. 2020 yılı boyunca sokaklarda, fabrikalarda dinmeyen öfke ve işçi direnişleri bizlere yol göstermektedir. Kavga dolu yarınlar bizleri bekliyor!

“Biz bu yeni çağın çocukları,

Kopuyoruz babalarımızın boyunduruğundan,

Savaşmak ve kazanmak için kaldırdık yumruklarımızı,

Başlatmak için özgürce yaşamı.

Biz, bu yeni çağın çocukları,

Bu topraklarda yetişenler,

Kırbaç ve boyunduruk altında çalışanlar,

Bize artık zincirlerle boğulmak yok.

Gençlik kızgın, güçlü, atılgan,

Köle gibi yaşayamaz bundan böyle,

Hıçkırığa, gözyaşına, didinmeye paydos,

Paydos bu toprağın çocuklarına.”

Devrimci Gençlik Birliği