Boğaziçi Üniversitesi’nde sefalet ücreti!

Geçtiğimiz yıl gençliğin direnişine sahne olan Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyım yönetimi, kısmi zamanlı çalışan öğrencilere sefalet ücretini reva görüyor.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 23 Nisan 2022
  • 17:15

Geçtiğimiz yıl gençliğin direnişine sahne olan Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyım yönetimi, kısmi zamanlı çalışan öğrencilere sefalet ücretini reva görüyor. Sarayın aparatı TÜİK bile enflasyon oranını yüzde 61.14 olarak açıklarken, bağımsız kuruluşlar ise gerçek oranın en az iki katı olduğunu hesapladılar. Buna rağmen Boğaziçi Üniversitesi’nde kısmi zamanlı çalışan öğrencilerin saat ücretleri 13 TL’den 17 TL’ye çıkarıldı. Yani açlık sınırının altına düşen asgari ücretten de düşük bir saat ücret reva görülüyor öğrencilere. 

Parasız eğitim hakkının rafa kaldırıldığı bir ortamda, yüzde 35 oranında arttırılan yaz okulu ücretleri de öğrencilerin sırtına yıkılmaya başlandı. Çalışan öğrencileri sömüren kayyum rektörlük, “yaz okulu ücreti” adı altında da öğrencilerden para sızdırıyor. 

Öğrencilere dayatılan sefalet koşullarının bir de yasal boyutu var. Zira ilgili yönetmeliğe göre çalışan öğrencilere verilebilecek en yüksek saat ücreti 22 liradır. Yani açlık sınırı altında kalan asgari ücretten daha yüksek bir kısmi zamanlı çalışma ücreti kanunen dahi mümkün değil. Bu meselenin kayyum bürokrasisiyle sınırlı kalmadığı, sermaye devletinin ve ilgili bakanlığın da bu suçun ortağı olduğunu vurgulamak gerekiyor. Bu prangayı ancak sınıf mücadelesi ile gençlik hareketinin buluştuğu zeminde yaratılacak mevzi direnişler kırabilecektir.

Bunun dışında AKP-MHP iktidarının kayyumlar aracılığıyla kampüslerdeki dinci-gerici uygulamaları boyutlandırdığını da vurgulamak gerekiyor. Karma yurtların kaldırılması ile başlayan bu saldırı dalgası zamanla kampüslerde akşam saatlerinden itibaren açık olan tüm ortak alanlara taşındı. Daha öncesinde Boğaziçi Üniversitesi’nde Yabancı Diller Yüksekokulu binasında kazanımla sonuçlanan bir işgal eylemi gerçekleştirilmişti. Geçtiğimiz günlerde de kütüphanelerin 22:00’de kapanmasını öngören düzenlemeye karşı Boğaziçi öğrencileri bir masa açarak imza kampanyası düzenledi ve “Kütüphaneden çıkmıyoruz” şiarıyla eylem çağrısında bulundu. Boğaziçi kayyumluğu öğrencilerin haklı tepkisinden çekinmiş olacak ki bahsi geçen eylemden saatler öncesinde kütüphanenin 7/24 açık olacağını açıkladı. Böylelikle öğrenciler, hakları ve özgürlükleri için mücadele ederek üniversite yönetimine geri adım attırmış oldular. Bu sorunlar üzerine üniversitemizde kısmi zamanlı çalışan iki arkadaşımızın kısaca görüşlerini aldık. 

Kısmi zamanlı çalışan öğrenciler anlatıyor:

“SineBU’da kısmi zamanlı çalışmaktayım. Ortak alanımız olan Lounge alanı pandemi bahanesiyle kapatıldı. Hem kulüp etkinliklerinin yapıldığı hem de film aralarında öğrencilerin buluşabildiği, dergi okuyup sohbet edebildiği alanlardan birisi daha gasp edildi. Hem ülke çapında hem de kampüslerimizde pandemi gerekçe gösterilerek yasaklanan, kısıtlanan pek çok alan var. Daha beş yıl öncesinde karma yurtlara dönük saldırılar, bugün öğrencilerin karma biçimde barınabileceği hiçbir alan bırakılmaması noktasına vardırıldı. Bunun bir örneğini müzikli mekânların belirli bir saatten sonra kısıtlanmasında görüyorsak, bir örneğini de kampüslerimizde görmekteyiz.”

***

- “Çok daha ağır koşullarda ve yorucu işlerde çalışan, emeğinin karşılığını alamayan öğrenci arkadaşlarımız var. Harcanan emeğe göre departmanlarda ücret ayrımlarına gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kısmi zamanlı öğrenciler olarak bir irade örgütlememiz gerektiğini düşünüyorum. Tek başıma bunu başlatacak bir gücü kendimde görmüyorum ancak böyle bir hareket her koşulda eylemsizlikten iyi olacaktır. Böylesi bir hareket başlatılırsa kendi adıma gerekli desteği de verebileceğimi düşünüyorum.”

Boğaziçi Üniversitesi’nden bir DGB’li