8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü ekonomik krizin derinleştiği, sömürünün katmerleştiği, baskı ve gerici saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde karşılıyoruz. Kadın işçi ve emekçiler kapitalist sistemin çarkları arasında çifte sömürüye, şiddete, baskıya maruz kalmaya devam ediyor! Kadınların kazanılmış hakları birer birer tırpanlanıyor, dinci gerici AKP-MHP iktidarı tarafından ellerinden alınıyor. Kadınlar katlediliyor, tacize ve istismara uğruyor. Kadını ikincil cins olarak gören anlayış ise yargı eli ile adeta kadın cinayetlerini, istismarı, sömürüyü aklıyor. Bütün bu saldırılar karşısında kadın işçi ve emekçiler dünyanın dört bir yanında ortaya koydukları mücadelelerle yaşamlarını, geleceklerini, özgürlüklerini savunuyor! Greif işgalinden Sinbo direnişine, SML Etiket’ten Burda BEBEK ve Özak Tekstil işçilerine değin kadın işçiler mücadelede en ön safta olmaya devam ediyor. Sokakları, meydanları, fabrikaları, üniversiteleri direniş alanına çeviriyor.
Sermayenin saldırılardan gençlik de payına düşeni alıyor. Gençliğin yaşam hakkı, eğitim hakkı ve özgürlükleri sistematik olarak gasp ediliyor. Gençliğin gelecek ve özgürlük özlemi ise günden güne büyüyor. Geçtiğimiz ekim ayında, kaldığı yurtta adeta cinayet gibi bir kazada yaşamını yitiren Zeren Ertaş için dört bir yanda, onlarca KYK yurdunda gençlik “yaşam hakkı ve geleceği” için kampüsleri ve yurtları eylem alanına çevirdi. Kuşkusuz bu türden kıvılcımlar bir gün gençlik cephesinde de yangına dönüşecektir.
Yaşamlarına ve geleceklerine sahip çıkan kadınlar bir kez daha 8 Mart’ta alanlarda olacak, özgürlük ve eşitlik özlemlerini sokaklarda dile getirecekler. Bizler de gençlik olarak dün olduğu gibi bugün de 8 Mart’ın sınıfsal özü ve tarihsel anlamına uygun olarak sokaklarda olmalı, kavgayı büyütmeliyiz!
Baskıya, sömürüye, gericiliğe karşı vardık, varız, var olacağız!
Devrimci Gençlik Birliği
Mart 2024