Avrupa Birliği’nin (AB) şefleri, Suriye’ye karşı savaşta tetikçi olarak kullanılan cihatçı çeteleri yıllarca destekledi. Zira Suriye’de yönetimi devirip Şam’da dinci-Amerikancıların bayrağını dalgalandırmak emperyalist/siyonist bir proje idi. AB şeflerinin payına bu suça aktif ya da pasif destek sunmak gibi alçaltıcı bir rol düşmüştü.
Dinci-Amerikancı “ılımlı İslam” projesi Ortadoğu’da alıcı bulmayınca çöktü. Suriye’nin direnişi bunda önemli bir rol oynadı. Bundan dolayı olsa gerek AB şeflerinin Suriye’ye karşı biriktirdiği kin bitmek bilmiyor. 22 Ocak Pazartesi günü AB Konseyinden yapılan açıklamada bir kez daha tüm pespayeliği ile gözler önüne serildi.
AB, Suriye Arap Cumhuriyeti bağlantılı olduğu gerekçesiyle 6 kişi ve 5 kuruluşa yönelik yeni yaptırım kararı aldığını ilan etti. Açıklamada, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ekonomi danışmanı, 3 kapitalist ve Esad ailesiyle bağlantılı 2 kişinin yaptırım listesine alındığı belirtildi. Yaptırımlar kapsamına alınan kişi ve kuruluşların AB'deki mal varlıklarının dondurulacağı, ekonomik kaynak temin etmelerinin yasaklanacağı ve kişilere AB’ye seyahat yasağı getirildiği ifade edildi.
AB şefleri, 2011’den beri Suriye halklarına yaptırım uyguluyor. ABD-İngiltere haydutları gibi cihatçı terörü beslemekle yetinmediler, Suriye halklarını aç bırakıp diz çöktürme vahşetine de ortak oldular. Aldıkları bu yeni yaptırım kararıyla alçaltıcı tutumlarını halen devam ettirdiklerini gösterdiler.
AB emperyalistlerinin riyakarlığı cihatçı teröre destek vermekle sınırlı değil. Bu “çok demokrat” zevat, 7 Ekim’den beri Gazze’de soykırım yapan ırkçı-siyonist İsrail rejimine de tam destek veriyorlar. ABD ambargosuyla açlığa mahkum edilen Suriye halklarına “bir darbe de biz vuralım” diye karar alanlar, vahşi soykırım suçu işleyen siyonist rejime ise yaltaklanmakta sakınca görmüyorlar. AB emperyalistlerinin sergilediği bu ibretlik tutum, tam bir ahlaki ve insani çöküş içinde olduklarını gözler önüne sermektedir.