Rana katliamı 7. yılında... Katliamların hesabı sorulacak!

Bangladeş’in başkenti Dakka’da 1138 tekstil işçisinin yaşamını yitirdiği, yüzlerce işçinin ise yaralandığı Rana Plaza katliamı 7.yılında...

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 24 Nisan 2020
  • 16:34

Bangladeş’in başkenti Dakka’da 1138 tekstil işçisinin yaşamını yitirdiği, yüzlerce işçinin ise yaralandığı Rana Plaza katliamı 7.yılında.

Tekstil sektörünün temel üretim merkezlerinden biri olan Bangladeş’de çok sayıda tekstil markasının üretimi yapılıyor. 5 bin fabrika ve atölyede 3,5 milyon işçi çalışıyor. Bangladeş’te  H&M, Zara, Mango, Benetton, Primark, Inditex, C&A, PVH, Tchibo, Tesco, Marks & Spencer, Primark, El Corte Inglés, jbc, Carrefour, KiK, Helly Hansen, G-Star, Aldi, New Look, Mothercare, Loblaws, Sainsbury’s, Benetton, N Brown Group, Stockmann, WE Europe, Esprit, Rewe, Next, Lidl, Hess Natur, Switcher, A&F gibi markaların yanısıra, LC Waikiki, De Facto, Colins gibi Türkiyeli markaların da üretimi gerçekleşiyor. Çoğunlukla kadın işçilerin çalıştığı binlerce fabrikada insanlık dışı koşullarda çalışan işçilere çok düşük ücretler veriliyor, uzun saatler çalıştırılıyor ve işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin adı bile geçmiyor.

Dünyanın en büyük işçi katliamı sayılabilecek Rana katliamının 6 ay öncesinde aynı bölgede bir fabrikada çıkan yangında 112 işçi yaşamını yitirmişti. Bu vahşet bile kan emici patronlar için uyarıcı olmadı. 5 fabrikanın, bir bankanın ve 300 dükkânın bulunduğu Rana Plaza’nın çatlayan duvarlarına, yapılan uyarılara, hatta bu sebeple banka çalışanlarına izinler verilmesine rağmen, işçiler tehditlerle çalışmaya zorlandı. Binanın çökmesi sonucu işçilerin cansız ve yaralı bedenleri beton enkazın altından saatler sonra çıkartıldı. Katliamda 814’ü kadın olmak üzere 1138 işçi yaşamını yitirirken, yaşayabilmek için emek gücünden başka bir şeyi olmayan 80 işçi ise kol ve bacağını kaybetti.

Gerek Bangladeş’li tekstil işçilerinin gerekse de uluslararası kamuoyunun basıncı sonucu, sorumluların tutuklanması konusunda adım atıldı. İşçilerin tazminatları ve tedavilerinin sağlanması amacıyla ILO denetiminde Fon kuruldu. Ancak Türkiyeli firmalar da dahil olmak üzere, ünlü firmalar bu fona ödeme yapmaktan hala geri durmaktadır.

Katliamın ardından küresel tekstil firmaları, Bangladeş Yangın ve Bina Güvenliği Anlaşması yapmaya zorlandı. Böylelikle Bangladeş’te tekstil işçileri ile firmalar arasında ilk defa toplu iş sözleşmesi gerçekleşti. İşçilerin yaşamlarını yitirmesinin sonucu kabul edilen bu anlaşmaya göre, fabrikalarda görece önlemler alınmasına rağmen, halen işçilerin sendika kurmaları ve eylemleri baskı ile karşılanmaktadır.

Rana katliamının ardından Dünya Kadın Yürüyüşü 24 Nisan’ı küresel eylem günü ilan ederken, aynı şekilde Dünya Sendikalar Konfederasyonu da (DSF) 24 Nisan’ı tüm dünyada uluslararası eylem günü ilan etti. Koronavirüs salgınının yol açtığı izolasyon koşulları olmasaydı, DSF tarafından tüm dünyada Rana Katliamı şahsında işçi cinayetlerinin protesto edilmesi planlanıyordu.

8 Mart’ın doğuşuna kaynaklık eden olaylardan biri olan Triangle gömlek fabrikasındaki yangından Rana Plaza katliamına kadar tekstil işçileri şahsında işçi sınıfı katledilmeye devam ediyor. Bugün koronavirüs salgını tüm dünyayı etkisi altına almışken, bilim insanları izolasyonu tavsiye ediyorken, patronlar işçileri çalışmaya zorlayarak adeta ölüme gönderiyor. Dün olduğu gibi bugün de kapitalizmin temel yasası, her koşulda işçilerin canı pahasına sömürü düzeninin işlemesidir, çarkların dönmesidir.

Bu çarkları ülkemizde de tüm dünyada da işçi sınıfı bir gün mutlaka parçalayıp atacaktır.