Paris'teki devrimci ve ilerici güçler Yılmaz Güney anması gerçekleştirdi. 40. ölüm yıldönümünde Yılmaz Güney anmasını BİR-KAR, ACTİT, ADHK, CDK-F, Partizan, PDD, Odak, Öncü Partizan örgütledi.
Anma öncesinde Türkiyeli, Kürdistanlı göçmen işçi ve emekçilerin yoğun yaşadığı Villiers Le Bel ve Strasbourg Saint Denis'de afişlemeyle çağrısı yapıldı.
Anma 7 Eylül Cumartesi günü saat 17.00'da Yılmaz Güney'in Paris'in Pere Lachaise Mezarlığı'ndaki mezarı başında gerçekleştirildi. Anma programı başlangıcında toplanılan mezarlığın Komüncülerin ve Nazi işgaline karşı direnen komünistlerin de yattığına dikkat çekildi. Yılmaz Güney'in bundan dolayı buraya gömülmek istediği aktarılarak devrim ve sosyalizm mücadelesinde şehit düşenler şahsında saygı duruşu yapıldı.
Saygı duruşunun ardından örgütlerin ortak açıklaması okundu. Açıklamada şunlar denildi:
“O yeri geldi devrimcileri evinde saklayarak yeri geldi filmlerinde ajitasyonu propagandayı kullanarak bu sanatı icra etmekle kalmadı bir fiil parçası oldu.”
Güney'in sadece politik bir sanatçı olmadığına devrimci mücadelenin parçası olduğuna vurgu yapıldı. Açıklama şöyle devam etti:
“Bundan dolayıdır ki Yılmaz Güney'in Paris günlerinde günlerce devrimin karakteri üzerine tartışmaya katıldığını da görürüz, Kürt halkının özgürlük mücadelesi icin konuşma yaparken de...
Güney'in 84 Newrozu’nda ‘Türk, Acem ve Arap devrimci demokratları Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkının en candan savunucuları olarak bu kavganın bir parçasıdırlar ve ortak düşmana karşı savaşmaktadırlar’ vurgusu hala kulaklarımızda çınlıyor. O sömürgecilerin dayattığı acı, baskı ve yoksulluk denklemini reddetmiş bir Kürt'tü, O sistemin sınıflara bölen yapısını çözmüş bir emekçiydi. Ve bunun ancak devrimle aşılabileceğini bilecek kadar baskı görmüştü. O ‘ben sadece sanatçıyım’ demedi, tanımında önceliği devrimciliğe verdi.”
Açıklamada artan saldırılara, Kürt gazetecilerin SİHA ile bombalanmasında öldürülmesine, kara para aklayanların serbest bırakılmasına değinildi.
Açıklama şöyle bitirildi:
“İşte 'Arkadaş' filmiyle anlattığı gerçeklikten 'Sürü'ye Yılmaz Güney hala kürt halkına, işçi sınıfına ezilenlere sanatıyla bunları anlatmaya devam ediyor. Belki teknik olarak 7. sanatta 4. Duvarı yıkmadı ama çocukların gözünden anlatımıyla zindanların duvarlarını yıkmayı bildi.
Ve bugün biz devrimciler, ilericiler olarak Güney'i anarken hala 'Umut' var diyoruz. 'Tütün zamanı'ndan 'Kozanoğlu'na mücadelenin, isyanın filmlerine dönüp bakın diyoruz. Kürt halkının özgürlüğü de emeğin kurtuluşu da bu filmlerdeki kadar güçlü olduğuna bizler Yılmaz Güney kadar eminiz. Onu mezarı başında saygıyla anarken mücadelesini sürdüreceğimizi de bir kez daha ifade ediyoruz.”
Açıklamanın ardından “Devrimciler ölmez, devrim mücadelesi yenilmezdir!” sloganı atıldı. Anmada müzik dinletisi gerçekleştirildi ve Kürt sanatçılar yaptıkları Kürtçe konuşma ile Yılmaz Güney'i selamladı. Ardından Kaval eşliğinde bir ağıt seslendirdiler.
Anma programı bir katılımcının Yılmaz Güney'le anısını paylaşmasıyla tamamlandı. Güney'le politik tartışmalarını aktaran katılımcı, ona verdiği bir yazısını Güney'in satır satır incelediğini, farklı renklerde kalemlerle altını çizerek notlar çıkardığını ve her detayı tartışmaya özen gösterdiğini ifade etti. Güney'in sanatçı olmaktan öte devrimci ve komünist olarak anılmasının önemine değinip saygısını ifade ederek konuşmasını tamamladı.
Anmanın sonunda kurumların ortak planlamasıyla 21 Eylül'de de Yılmaz Güney'in film gösterimine çağrı yapıldı.
Kızıl Bayrak / Paris