Lübnan’daki patlamada hayatını kaybedenlerin sayısı resmi açıklamaya göre 171’e ulaştı. Hayatını kaybedenlerin 40’ı göçmen işçilerdi. 60 kişininse hâlâ kayıp olduğu ifade ediliyor. Liman bölgesinde en ağır koşullarda çalışan göçmen işçiler pek anılmıyor. Oysa ölü sayısındaki göçmen işçilerin oranı durumun farkını gösteriyor. Patlama anından itibaren tüm burjuva medyada patlamanın eski başbakanlardan Saad Hariri'nin evine yakın gerçekleştiği ve Hariri'nin etkilenmemesi işlenirken göçmen işçilerden söz edilmedi.
Yok sayılan göçmen işçilerin bir kısmı Filistinli bir kısmı Suriyelidir. Emperyalizmin ve siyonizmin katliamlarından kaçıp hayatta kalmaya çalışan bu göçmen işçiler, diğer ülkelerde olduğu gibi Lübnan'da da en ağır işlerde, en zor şartlarda çalışmaya mahkum ediliyor. Beyrut limanı ise çalışma koşullarının ağır olduğu yerlerin başında geliyor.
Ölen işçilerden biri de Abdel Moyn isimli bir Suriyeli göçmen işçiydi. Çalıştığı fabrikanın zemininde büyük bir pencere ve patlamanın etkisiyle yıkılan bir duvar parçasının altında kalarak hayatını kaybetti. Suriye'deki Deyr el-Zor'dan gerici çetelerin katliamlarından kaçıp gelen bu genç ölümle burada karşılaştı. Birlikte göç ettiği 17 yaşındaki Latif, genç adamın vücudunun fotoğraflarını göstererek “Muhtemelen başına gelenleri hissetmedi” diyerek kendini avutuyor.
Lübnanlı yetkililer Salı günü ölenlerin kimliklerini tek tek açıkladığında hayatını kaybeden 143 kişi arasında Suriyeli işçinin adı geçmedi. Şu ana kadar tespit edilen ölülerin 4’te biri göçmen işçiler olmasına karşın onların varlığı da ölümleri de yok sayılıyor. Göçmen işçiler her olayda olduğu gibi, Beyrut’taki patlamanın da en mağdurları arasında yer aldı.