Uyuşturucu, silah ticareti yapan kartel ve baronların pençesindeki yoksul Latin Amerika ülkesi Kolombiya’da kriz pandemi ile daha da derinleşti. Faturayı emekçilerin sırtına yıkan rejim, halkın çoğunluğunu açlık sınırında bir yaşama itti. Bu koşullarda rejimin dayattığı yeni “vergi yasası” işçilerin, emekçilerin, gençliğin isyanını tetikledi.
2018 yılından beri işbaşında olan Ivan Duque gerici-faşist hükümeti özelleştirme saldırısıyla sermayedarlara sömürüyü daha da derinleştirme imkanı sunacaktı. Ayaklanan halk, rejime geri adım attırdı.
Ulusal Grev Komitesi’nin çağrısıyla başlayan protestolar 8 Nisan’dan bu yana devam ediyor. Amerikancı faşist Duque rejimi, vahşi bir şiddetle saldırmasına rağmen emekçilerin direnişi güçlenerek devam ediyor.
Stuttgart’ta dayanışma eylemi
Almanya’nın Stuttgart kentinde Die Linke’nin (Sol Parti) çağrısıyla Kolombiya’daki ayaklanmayla dayanışma eylemi gerçekleştirildi.
Dün saat 15.00’te, Kolombiya Konsolosluğu önünde yapılan eyleme Sol Parti’nin yanı sıra TKİP, DİDF ve Stuttgart Kolombiya Öğrenci Derneği destek verdi.
Dayanışma eyleminde Kolombiya’da devam eden direnişin selamlanmasından sonra ilk konuşmayı yapan Sol Parti milletvekili Heike Hänsel şunları söyledi:
“Kolombiya’da protestolar ve buna karşı hükümetin şiddeti şu ana kadar devam ediyor. Kolombiya Konsolosluğu önünde toplanarak Kolombiya halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu göstermek istedik.
Kolombiya parlamentosuna ve ülkenin diğer kurumlarına nüfuz eden Paramiliter ve mafyatik yapıları kınıyoruz. Her şeyden önce Alman Federal Hükümeti suskunluğunu bozmalı, sağcı Duque hükümetinin uyguladığı şiddeti görmeli ve onu kınamalıdır. Kolombiya, Merkel hükümetine yakın ve NATO’nun küresel ortağıdır.”
2016 yılında FARC ile imzalanan “barış” anlaşmasına değinen Hänsel, “Kolombiya’da şiddet nisan ayında başlamadı” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Anlaşmanın ülkeye huzur ve barışı getireceğini umduk, fakat bunun yerine yeni bir şiddet dalgasını getirdi. Bu anlaşmayla Kolombiya’da tarım reformu ve ülke kaynaklarının eşit dağılımına gidileceği yerde, biz bambaşka bir gerçeklik görüyoruz.2016 yılından beri sayısız aktivist, sendikacı ve silahlarını bırakmış birçok gerilla aileleriyle beraber katledildiler.”
2016’daki anlaşmanın koşullarını uygulamayan Duque rejiminin terörü tırmandığı belirtilirken, polis, özel hareket, asker ve silahlı “sivil” çetelerin halka ateş açtığı, şimdiye kadar 47 kişinin öldürüldüğü, yüzlercesinin yaralandığı, kadınların polisin tacizine maruz kaldığı hatırlatıldı.
“Alman federal hükümeti bunları kınamalıdır. Kolombiyalı asker ve polisi eğitmeyi bırakmalıdır. ABD üzerinden Latin Amerika ülkelerine yapılan silah satışı durdurulmalıdır” diyen Hänsel, Avrupalı sol kanat olarak Avrupa Parlamentosu’na, “İnsan hakları ve demokrasi sözleşmelerine uymayan Kolombiya, Peru gibi ülkelerle, Avrupa Birliği’nin serbest ticaret anlaşması feshedilsin” önerisini götürdüklerini söyledi.
“Yaşasın enternasyonal dayanışma!” sloganının sıkça atıldığı eylemde, ikinci konuşma Kolombiya Öğrenci Derneği adına yapıldı. Ülkesindeki faşist Duque hükümetinin zorbalığını kınayan konuşmacı, Kolombiya halkıyla uluslararası dayanışma çağrısında bulundu. Üçüncü konuşma ise İspanyolca yapıldı. Eylem, bir Alman müzisyenin N. Hikmet’ten okuduğu şu dizelerle bitirildi:
“Kardeşlerim
bakmayın sarı saçlı olduğuma
ben Asyalıyım
bakmayın mavi gözlü olduğuma
ben Afrikalıyım
ağaçlar kendi dibine gölge vermez benim orda…”
Stuttgart’tan Kızıl Bayrak okuru