Türk sermaye devletinin Kürt halkına, hareketine ve kazanımlarına yönelik “birçok enstrümanı” bir arada kullanarak gerçekleştirmeyi hedeflediği imha operasyonları içeride ve dışarıda devam ediyor. PKK kadrolarını ve yöneticilerini hedef alan suikastler, Kürdistan’ın dört parçasında yürütülen yıkım, cinayet ve katliamlar, legal Kürt hareketine karşı toplu tutuklamalar ve HDP’nin kapatılma girişimi, sınır ötesi hava operasyonları ve kullanılan kimyasal silahlar, Kürt halkına karşı işlenen güncel vahşetin başlıcalarıdır. Kürtlere ve kurumlarına yönelik saldırı ve cinayetler Avrupa merkezlerinde de gerçekleşmektedir. 9 Ocak 2013’te PKK’nin kurucularından Sakine Cansız’ın yanı sıra, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in Paris’te katledilmesi bunu göstergelerinden biri ve en etkili olanıydı.
Bu cinayetin onuncu yıldönümünde yine Paris’te yeni bir Kürt katliamı yapıldı. Kürtlerin sosyal, kültürel ve politik yaşamının merkezi olan Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne yönelik gerçekleşen yeni silahlı saldırıda Kürt Kadın Hareketi’nin öncü kadrolarından Evin (Emine Kara), Kürt sanatçı Mîr Perver ve yurtsever Abdurrahman Kızıl katledildiler. Katliamın ardından Ankara ile Paris’in ilk tepkileri dikkat çekiciydi. Ankara uzun süre sessizliğini korurken, Fransız polisi ve İçişleri Bakanı, alelacele, saldırının özel olarak Kürtlere yönelik olmadığını, katilin “patolojik olarak göçmen düşmanı bir ırkçı” olduğunu öne sürdü. Saldırganın “Ben ırkçıyım” ifadeleri her iki ülkeye de nefes aldırmış gibiydi.
Fransız makamları, önce durumun ciddiyetini örtbas etmek üzere saldırganı derhal “tımarhaneye” kapatmaya kalktılar. 2013’te işlenen üçlü suikast gibi bu cinayeti de karanlıkta bırakmaya niyetlendiler. Ancak başta Kürt halkının gösterdiği büyük kitlesel tepki ve direniş olmak üzere demokratik-ilerici güçlerin ortaya koyduğu tutum, katilin yeniden tutuklanmasını sağladı. William M. sabıkalı bir Fransız ırkçıydı. Irkçı kimliği nedeniyle, kullanışlı biriydi. Mafyanın “Türkiye İçişleri Bakanı” sıfatlı mensubu Mehmet Ağar, zamanında çeteleri ve mafyayı Kürtlere karşı kullandığını itiraf etmişti. Irkçılıktan sabıkalı Paris katilinin de kullanılan bir kiralık olduğu anlaşılıyor.
Paris saldırısı, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesine yönelik saldırıların bir parçasıdır. Türk sermaye devleti, Kürt hareketine, halkına ve kazanımlarına yönelik imha ve tasfiye saldırılarını son yıllarda tırmandırarak sürdürüyor. Kürt halkına karşı kudurgan bir düşmanlık sergileyerek her yerde cinayetler, yıkım ve katliamlar işliyor. Türkiye’nin gerilla alanlarında ve sınır ötesinde sürdürdüğü askeri operasyonlar ve kullanılan kimyasal mühimmatlar, Rojava’nın tasfiyesini hedefleyen hava saldırıları bu saldırganlığın bir parçasıdır.
Yeni bir kara harekatına yeşil ışık yakmayan emperyalistler, Türkiye’nin, hava kuvvetleri, SİHA’lar ve uzun menzilli topçu ve füze saldırılarıyla, sınır boyunca 30 km’ye yaklaşan derinlikte bir koridor yaratma alternatifine ise hoşgörüyle bakmaktadırlar. Bu tutumlarıyla emperyalistler, Türk sermaye devletinin Kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesine yönelik saldırının destekçileridirler. Zira onları mazlum halkların özgürlüğü değil, emperyalist egemenlik ilgilendirmektedir. Onlar, her türden ulusal baskının ve özgürlüklerden yoksunluğun kaynağıdırlar.
Dinci-faşist iktidarın tüm sözcüleri ve temsilcileri ağız birliği etmişçesine Kürt halkına düşmanlıkta sınır tanımayacaklarını, büyük bedellerle elde edilen kazanımları tasfiye edeceklerini açıklıyorlar. Buna karşı Kürt ulusal hareketi ve halkı direnmeye devam ediyor. Kürt hareketi ve Kürt halkıyla dayanışma içindeki ilerici ve sol güçler son 23 Aralık katliamından sonra da tepkilerini hemen her gün eylemler yaparak, Paris’te adalet nöbeti tutarak dışa vurdular. 2013’teki katliamın onuncu yılı vesilesiyle ise Paris’te kitlesel bir anmaya hazırlanıyorlar. Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki işçi ve emekçileri, 7 Ocak Cumartesi günü, saat 10.00’da Gare du Nord’da başlayacak bu eylemi desteklemeye çağırıyoruz. AKP-MHP gibi Kürt halkına düşman dinci-faşist bir iktidarın tasfiye-yok etme projelerini gönlünce hayata geçirme hevesi kursağında bırakılmalı, Kürt halkıyla omuz omuza vererek mücadele büyütülmelidir.
BİR-KAR